🐶 Kocası Içki Içen Kadın Ne Yapmalı

kocasısürekli kahvehaneye takılan bir kadın ne yapmalı? sorusuna cevap verenler arasına katıl ve gelir elde et! Damakta Eşsiz Tatlar Bırakan İçki ve Yemek Temalı 20 Film. Favorilerinize Ekleyin. 1. Aşk Tarifi (2014) | IMDb 7.5. Bombay'da yaşayan Hassan Haji, dedesinin işlettiği restoran sayesinde mutfakla çocuk yaşta tanışmış, bu ilgisini yeteneğiyle pekiştirmiştir. Zonguldak’ta plajda içki içen iki kadın doktor, polisler tarafından gözaltına alınarak karakola götürüldü. Medya 24 - Haberler, Son Dakika Haberleri ve Güncel Haber Medya 24: Haber, dizi izle, magazin, ekonomi, spor gündemi. Yalnızkocası ölen kadın iddeti kadar, dört ay on gün süslenmez) dediğini duydum. Cahş kızı Zeyneb’in kardeşi şehid olunca, o da aynı şeyleri söyledi. (Buhari) Canımız sıkılınca ailece kabristana gidiyor, ibret almaya çalışıyoruz. Kons konsomatris kelimesinin kısaltmasıdır.Konsomatris eğlence mekanlarında müşterilerle oturan sohbet eden, içki içen, içki içerek çalıştığı mekana para kazandıran bayanlara kons denir.Konsomatris, Kons nasıl olunur ve neler yapar ?Konsomatris olmak için tecrübeli olmanız gerekmez, işe başlamanızın ardından işletmemiz tarafından bilgi ve eğitim verilmektedir. 2- gizli işlenen günahlar bu günah sadece Allah’la sizin aranızda ise ve gerçekten pişmanlıkla Allah’ım affet derseniz inşallah affınız olacaktır. BU YAZI SADECE KADINLAR İÇİN SANMAYIN HEM FAİZ YİYİP HEM DE NAMAZ KILAN ERKEKTE ÜZERİNE ALINSIN! Etiketler: Dışarıda açık namazda örtünen kadınlar kendinizi kandırmayın! Alkol yasağı: İçki satışının yasaklanması diğer ülkelerde Covid'le mücadelede ne kadar etkili oldu? Ed Butler, Edwin Lane ve Bryan Lufkin BBC Business Daily Konusu Genç, güzel ve zengin bir kadın olan Linnet Doyle istediği her şeye sahip olmuştur. Hatta en yakın arkadaşının sevdiği adam da sahip olduklarına dahildir. Linnet ve yeni kocası Simon balayı yapmak üzerine Nil Nehri'ne doğru bir tekne gezisine çıkarlar ve orada dedektif Hercule Poirot ile tanışırlar. Başlangıçta F7rU80z. Islamda eşi ölen kadın ne yapmalı?Kocası ölen kadın hamile değilse beklemesi gereken süre dört ay on gündür. Bu hüküm Kur'an'ın kocası ölen kadınların iddetiyle ilgili genel ve sarih ifadesine dayanır el-Bakara 2/234. Diğer birçok fıkhî ahkâmda olduğu gibi burada da aydan maksat kamerî kocası ölen kadın evlenmeli mi?Kocası ölen kadının iddet süresini doldurması gerekir. İddet; “Saymak, miktar, adet” anlamlarına gelir, bir fıkıh kavramı olarak, herhangi bir sebeple evliliğin sona ermesi halinde, kadının yeni bir evlilik yapabilmek için beklemek zorunda olduğu süreyi ifade ölmüş kişiye ne denir?Eşi vefat etmiş olan kişilere de dul nedir?Sözlükte "menetmek, sınır koymak" mânasına gelen ihdâd hidâd, fıkıhta ölüm veya kesin bâin boşama sebebiyle evliliği sona eren kadının evlenme yasağı bulunan iddet süresince yas tuttuğu izlenimini verecek şekilde üzüntüsünü dışa vurmasını, çevresinin yadırgayacağı şekilde memnun ve mutlu görünmekten sakınmasını …Kocası ölen kadın mirastan ne kadar pay alır?İkincil olarak sağ olan eş, ölen eşin kalan yüzde 50'lik mirasından da pay alır. Ölen eşin eğer çocukları varsa mirasının 3/4'ü çocuklarına, 1/4'ü ise hayattaki eşine kalır. Çocuklar mirastan eşit oranda faydalanır. Tek çocuk varsa 3/4 mirasın tamamına tek başına sahip ölen bir kadının nikahı ne zaman düşer?Bu bağlılık ruhani hayatta da sürer. Ancak kocası ölen kadın, 4 ay 10 gün bekledikten sonra isterse başka bir erkekle evlenir. İşte o zaman eski eşiyle nikâh bağı tamamen kesilmiş olur. Nikâh ruhlar için değil, fiziksel hayat sahipleri ölen kadının nikahı düşer mi?Bu bağlılık ruhani hayatta da sürer. Ancak kocası ölen kadın, 4 ay 10 gün bekledikten sonra isterse başka bir erkekle evlenir. İşte o zaman eski eşiyle nikâh bağı tamamen kesilmiş olur. Nikâh ruhlar için değil, fiziksel hayat sahipleri içindir. Eşim Sürekli Her Akşam Eve Alkollü Geliyor! Boşanma Davası Açmak İstiyorum! Boşanma Sebebi Sayılır Mı? Türkiye’de binlerce evli çift, çeşitli nedenlerle evde geçimsizlikler yaşıyor. Ağırlıklı olarak bu geçimsizliklerde kadınlar, eşlerinin evdeki tutum ve davranışlarından şikayetçi olarak bu geçimsizlikler sonucu boşanma talebi ile mahkemeye aşırı alkol tüketimi, eve sarhoş gelme, kumar ve benzeri kötü alışkanlıkların yarattığı huzursuzluk gibi gerekçeler ile kişiler evliliği sonlandırmak istiyor. Bu noktada boşanmak isteyen kişiler, hangi şartlar altında ve hangi gerekçeler ile boşanma davası açabileceklerini araştırıyor. Bu kapsamda Yargıtay’dan bir boşanma davası sürecinde emsal bir karar geldi. Yargıtay, kumar bağımlısı olan ve eve sürekli sarhoş gelen erkeğin kusurlu olduğuna hükmetti. İşte detaylar…Eşim Sürekli Her Akşam Eve Alkollü Geliyor! Boşanma Davası Açmak İstiyorum!Ağırlıklı olarak evli kadınların bir şikayeti olan, erkeğin eve sarhoş gelmesi ya da kötü alışkanlıklar edinmesi konusunun boşanmaya gerekçe olup olamayacağı en sık araştırılan konular arasında yer alıyordu. Birçok evli kişi, eşinin eve sürekli sarhoş gelmesinden şikayetçi olarak bunun bir boşanma nedeni olup olamayacağını soruşturuyordu ve bu kapsamda Yargıtay’dan emsal bir karar geldi. Yargıtay söz konusu durumda erkeğin kusurlu olduğuna Sürekli Sarhoş Gelmek Boşanma Sebebi Mi?Yargıtay, eve sürekli sarhoş gelen, kumar oynayan ve taşkınlık çıkarmak nedeni ile erkeğin diğer eş lehine manevi tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti. Bir boşanma davasında temyiz müracaatı sonrası Yargıtay 2. Hukuk Dairesi emsal bir karara imza attı. Yargıtay söz konusu emsal kararda erkeği kusurlu Temyiz Müracaatını Değerlendirdi, Kararı BozduYargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin verdiği emsal kararda “Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davalı erkeğin, alkol alarak sürekli sarhoş olduğu, taşkınlık çıkardığı, kumar oynadığı, evde devamlı kavga ve tartışmaların olduğu şeklindeki boşanmaya sebep olan tüm kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları oluşmuş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu isteğin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir” ifadeleri yer Fazla Bilgi İçin Boşanma Davası Avukat ve Danışma Aşırı içki içme tek seferde 5 veya daha fazla alkollü içecek, riskli cinsel davranışlarla ilişkilendirilir. Yeni bir çalışma, cinsel yolla bulaşan hastalıklar için bir şehir kliniğinde, bu cinsiyet ilişkisini kliniğe gelen kadınlar arasında aşırı içki içmenin, birden çok partner ve anal seks gibi korunmasız cinsel ilişkiyle ve yüksek belsoğukluğu oranlarıyla ilişkili olduğunu gösterdi.“Aşırı içki içme ve riskli cinsel davranış arasındaki bağlantı karmaşık. Bu ilişkinin bir unsurunu, aşırı alkol tüketiminin cinsel davranışlara girerek cinsel yolla bulaşan hastalıklar riskini artırıp artırmadığını incelemek istedik. Bir cinsel hastalık kliniğindeki hastalar arasında, aşırı içki içme konusunda cinsiyet farklılıkları ve aşırı içki içmenin kadınlarda cinsel yolla bulaşan hastalık riskini artırdığını bulduk,” diyor ve devam ediyorlar, “Aşırı içki tüketimi, net karar verme yeteneğini düşürüyor ve kişilere ayıkken yapmayacakları davranışlar sergiletebiliyor. Başlarda, bazı kişiler çekingenliği azaltma umuduyla içki içebiliyor; bazılarıysa kaygılı ve bunalımlı oldukları için içki içerek alkolün onlardaki belirtileri hafifletmesini umuyor. Birçok insan, hangi sebeple içki içerlerse içsin, aşırı içki tüketiminden kaynaklanabilecek potansiyel risk veya zararları idrak etmiyor.”Video Uçuk Herpes SimpleksAraştırmacılar, Temmuz 2000 ve Ağustos 2001’de cinsel yolla bulaşan hastalıklar için test/tedavi edilen 795 cinsel hastalık kliniği hastasını inceledi. İncelenenlerden 671’i 322 erkek, 349 kadın, %95 Afro-Amerikalı, %83 heteroseksüel bilgisayar destekli, işitsel, kendi kendine röportaj teknolojisi kullanarak son alkol/uyuşturucu alımı ve riskli cinsel davranışları hakkındaki soruları yanıtlamayı kabul etti. Sonra aşırı içki içme ve cinsel davranışlar/hastalıklar arasındaki bağlantı incelenerek yaş, istihdam ve uyuşturucu kullanımına uyarlandı.“Kadın cinsel hastalık kliniği hastaları arasında aşırı içki içmenin, belli riskli cinsel davranışlarla bağlantılı olduğunu bulduk,” dediler. “Cinsiyetler arasında, aşırı içki içen kadınların anal seks yapma ihtimali, aşırı içki içen erkeklerden daha fazla. Cinsiyet içinde, aşırı içki içen kadınların anal seks yapma ihtimali, alkol almayan kadınlara kıyasla üç kat, birden çok seks partneri olan kadınlardansa iki kat daha fazla. Aşırı içki içen kadınlar, içki içmeyen kadınlara kıyasla, beş kat daha fazla belsoğukluğu da geçirebiliyor.”“Belsoğukluğu, korunmasız cinsel etkinlikleri yansıtan, cinsel yolla bulaşan bir hastalık,” diye ekleyen araştırmacılar, “aşırı içki içen kadınlar ve yüksek riskli cinsel davranışlar arasındaki ilişki özellikle önemli çünkü riskli davranışlar, HIV kapma ve bulaştırmayla bağlantılı.”Araştırmacılar, hem aşırı içki içmenin hem de riskli cinsel davranışların kadınlara erkeklerden daha fazla zararının dokuduğunu söyledi.“Kadın ve erkekler aynı dozda alkol tüketirse kadınların, sistemlerinde daha yüksek bir alkol yoğunluğu olur ve erkeklerden büyük oranda daha fazla alkol kaynaklı hasar meydana gelir. Dahası, anatomik farklılıklar kadınları, cinsel yolla geçen bazı hastalıklar için erkeklerden daha fazla risk altına sokuyor. Mesela, erkeklerin tekrarlanan, korunmasız cinsel ilişkide kadın partnerlere HIV bulaştırma ihtimali, kadınların virüsü erkeklere geçirme ihtimalinden 8 ila 10 kat daha yüksek.”“Başka çalışmalar alkolün yüksek riskli davranışlarla bağlantılı olduğunu buldu ama bu çalışma, aşırı içki içmeyle riskli davranışlar arasındaki cinsiyete özel bağlantının araştırılmaya değer olduğunu gösteriyor. Aşırı içki içmeyi, yüksek riskli cinsel davranışları yansıtan gerçek bir biyolojik belirleyiciyle ilişkilendirmek, alkol kullanımı yüksek riskli davranışlarla bağlantılıdır argümanını kuvvetlendiriyor.”Araştırmacılar, cinsel hastalık kliniklerindeki klinisyenlerin, aşırı içki içmeyi düzenli olarak incelemesini öneriyor. “Çoğu cinsel hastalık kliniğinde, cinsel yolla bulaşan hastalıklar için risk faktörlerini tartışmak standart uygulama olduğundan, aşırı içki içenleri alkol bağımlısı kişilerden ayırmak zor olabilir çünkü alkol bağımlılarının daha bariz işlev bozuklukları olur.” Yenişafak köşe yazarı bir yazısı ile gündemi yazıları yazmakta; “Ramazanda Beyazıt’ta kitap imzalarken, bazı liseli ve üniversiteli kızlar çok düzgün tesettür kıyafetine bürünmüş olarak gelmişlerdi. Tek renkli çarşaflar… Tek renkli başörtüler… Dikkati çekmeyen kıyafetler… Kendilerini tebrik ediyor ve diğer Müslüman hanım kızların da kıyafet konusunda onlara benzemesini temenni ediyorum. Anne babalarını ve kendilerini yetiştiren hoca hanımları da takdir ediyorum. Alaca bulaca cafcaflı kırmızı pembe mavi fıstıkî yeşil eflatun göze batan renklerle tesettür olmaz.” Sigara ve alkol erkek/kadın, kim olursa olsun içmesini doğru bulmuyorum. Sağlık bakımından elbette zararlı, ama başörtüsüzlü diye neden ayırıyorsunuz ki?...Hükümetin en büyük ve önemli projesinin/başarısının kapalı mekanlardaki sigara yasağı olduğunu biliyoruz. Başörtüsü serbest oldu, ama başörtülü kadınlarıa; nizam vermek, emir vermek, aşağılamak, akıl vermek, onları eksik görmek hala devam ediyor. Kim tarafından; hala camilere çorapsız giren, yollara/denize tüküren, küfürlü konuşmayı erkeklik sanan erkekler tarafından!... H. Karaman’ın; “Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaa kapılıyorum Sanki farklı olanlara şunu diyor “Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var” cümlesi, sizlerde nasıl çağrışımlar yapıyor?..Olmaz böyle ifade!... sonraki yazısında ifadelerinin yanlış olduğunu söyledi, ama kadınlara yeni şartlar getirdi! Bir vapur gezisinde, İstanbul’un bir İlçe Belediye Başkanı şimdi AK Parti MV sigara içen bir türbanlı kadına yaklaşmış ve sigara içiyorsan başını aç, yoksa sigaranı at’ demiş, tepki çekmişti…Onlar; bir anne, bir kardeş, bir bacı, bir teyze, bir hala;yani, canlı organizma…AK Parti İstanbul il/ilçele çalışan başörtülü kadınların %80’i sigara içiyor…Sanki başörtülü kadının; iç dünyası, sorunu, gençliği, duyguları, istekleri, heyecanları yok!.. Gülme, makyaj yapma, sigara içme, eşine/nişanlına sarılma/öpme, Bir yazınızda da; okuyun, kendinizi geliştirin, iş/meslek sahibi olmak için kurslara gidin deseniz ne olur? Kadınların gelişmesinden mi korkuyorsunuz?!...Cumhurbaşkanı’nı destekliyor görünülüyor, ama onun ailesi ile olan ilişkilerinden ders alınmıyor!... Geçen hafta sonu Tokat’a otobüsle gittim, yolda iki şey dikkatimi çekti; Birincisi; molalarda sigara içenlerin çokluğu başörtülü/örtüsüz, kadın/erkek Saat bu sigara ihtiyacı neden? Araştırmalar toplumun %40’ının sigara içtiğini gösteriyor…Sosyolojik bir konu aslında, ama ilgilenen yok; emir ver yapsınlar, uysunlar ile olmuyor; o zaman gizlilik başlıyor ki, en tehlikelisi… İkincisi; kadınlarımızın yerlerde sürünen elbiseleri...Etek uzun, pardesü uzun, ayaklarda -çoğunlukla- terlik, yerler otobüsler yıkandığı için ıslak ve kirli…Bu şekilde temizlik imandan gelebilir mi? Acaba, tuvaletlere girildiğinde temiz kalınabilir mi? Yerleri süpüren giysiler yerine, ayaktan 10-15 cm. yukarda etek ve pardesü boyları olsa tesettüre ters mi olur? Pantolon üzeri tunik giyseler, daha şık, temiz olmaz mı? Yapılan son araştırmalara göre; “Türkiye’de temmuz ayında en az 34 kadın ve 17 çocuk erkekler tarafından öldürüldü. Ocak ayında 37, şubatta 30, martta 35, nisanda 31, mayısta 39, haziranda 36, temmuz ayında ise en az 34 olmak üzere, 2017’nin ilk yedi ayında en az 242 kadın erkekler tarafından ay öldürülen kadınların yüzde 56’sı tanıdığı erkekler tarafından öldürülürken, yüzde 35’i şüpheli biçimde hayatını yüzde 3’ü tanımadığı erkekler tarafından öldürülürken, iki kadın iş kazasında hayatını kaybetti, dokuz kadın da iş kazası sonucunda ayında en az 32 çocuk cinsel istismara uğrarken, 17 çocuk da öldürüldü” Basından Asıl sorunun büyüklüğünü görüyor musunuz?.. Kadın MV, kadın örgütleri, Kadem neden bu konulara eğilmezler…DİB neden konuyu gündeme getirmez… Yeni akit yazarı ve En Politik sitesinde yazan Star yazarı teşekkürler Unutmayalım ki; biriyle anladığı dilde konuşursanız zihnine, eğer onun dilinden konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz... Mevlana Şimdi, Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan’ın yaptığı konuşmalardan, konumuzla ilgili üç alıntıya yer veriyoruz; “İş kadınlarımızın, sanatçı ve sporcularımızın, küresel reçeteler üretecek kadar zengin birikime sahip olduğunu biliyor ve bu güce inanıyorum. Bu toprakların potansiyelini iyi kullanabilirsek, insanlık için iyiliği ve umudu temsil edebiliriz” “Kadın Araştırmaları’nın kapsamını genişletmek bu süreçleri hızlandıracaktır. Disiplinlerarası yaklaşımlarla bütüncül bir bakış açısı yakalamak gerekir. Böylece kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik hayata, bilim ve sanat faaliyetlerine aktif bir şekilde katılmaları mümkün olabilecektir. Bir toplumun temel gelişmişlik göstergesi, her bireyin zihinsel faaliyetleri ve yeteneklerini kullanmalarına fırsat verilmesidir.” “Yaşam tarzı kısıtlamalarının kalkması, başörtüsü mücadelesinin kazanılması, sivil toplum çatısı altında sabırla yürütülen dayanışma, tarihimizde önemli bir yer tutmakta. Sivil toplumu güçlü bir ülkenin, demokrasisi de güçlüdür. Artık kadınlarımız medyadan siyasete, akademiden iş dünyasına, eskiye oranla çok daha güçlü şekilde temsil ediliyor. Kadının şahsiyeti, zekası, merhameti ve şefkati birçok alana yansımakta. Fakat elbette daha yapılacak çok iş, yürünecek çok yol var. Her şeyden önce, biz Müslüman kadınlar olarak, Kur'an'ın tanımıyla, 'kadın ve erkeğin birbirinin velisi', bir bütünün iki yarısı olduğu şuuruyla bir dünya inşa etmeye çalışıyoruz.” Son söz “Biri erkeklere, diğeri kadınlara mahsus iki farklı ahlak anlayışı yoktur.” Aliya İzzetbegoviç Gelecek yazı AK Parti yönetim-taban iletişiminde, sancılar mı var?!...1 MÜSLÜMANLIK KOLAYLAŞIYOR MU?!.. Meltem Özgenç, yolculuklarda duanın alçak sesle yapılmasının Hazreti Muhammed'in buyruğu olduğu da anımsatılan kitapçıkta dikkat çeken ayrıntılar vermiş "Dinen sefer sayılacak mesafedeki bir yere gitmek üzere yola çıkan bir kişi, yaşadığı yerleşim yerinin, şehrin veya ilçenin meskün mahallinden çıkınca seferi olur. Bu kimse seferilik hüküm ve ruhsatlarından yararlanmaya başlar Bavulların toplanması ve yolculuk niyetiyle çıkılması durumunda. Günümüzde şehirler genişlemiş İstanbul örneğinde olduğu gibi iki ucu arasındaki mesafe neredeyse sefer mesafesi olacak kadar uzamıştır. Bu nedenle İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan kimseler, yolculuğa kendi araçlarıyla çıktıklarında ikamet ettikleri ilçenin belediye sınırlarını geçtikleri andan itibaren seferi sayılır. Yolculuğa otobüs, tren, uçak ve gemi gibi umumi vasıtalarla çıkılması halindeyse seferiliğin başlangıç noktası olarak otogar, gar, havalimanı ve limanlar esas alınabilir.” Ülkemizin içinde bulunduğu sorunlara bakınca, bu gibi konuları ve dini uygulamaları hafifletmeler! doğru olmasa gerek…Anket yapılsa; yukardaki ifadelerin doğru kabul edilmediği görülecektir…DİB,asıl sorunları bırakıp, neden bu konularla uğraşır, anlamıyoruz…Şişli’den kalk, Beylikdüzü’ne git, seferi ol!..Olmaz böyle şey… İlgili Bakanlık mutlaka açıklama yapmalı…Aylar önce Diyanet ile ilgili bir yazı yazmış, DİB’in asli görevlerini/ çalışmaları yapmadığını söylemiştim..Cumhurbaşkanımızda geçen gün benzer görüşleri dile getirdi…”Diyanet İşleri Başkanlığı Doğu ve Güneydoğu'daki çalışmalarda çok ama çok geç kaldı” dedi.. Ne yaparsan yap, mızrak çuvala sığmıyor!... SOSYAL MEDYADA SON DURUM… “….Zavallının biri kafasından birşeyler uyduruyor, uydurduğuna önce kendisi inanıyor, bu saçmalıklar yayıldıkça yayılıyor ve başkalarına yamanıyor! Bütün bu garabetin sebebi uzun saatlerini Twitter yahut Facebook misali sanal mekânlarda geçirenlerin kitap ile uzaktan-yakından alâkalarının bulunmaması, hiç ama hiç okumamaları; birşeyler öğrenmekten köşe-bucak kaçmaları ve internet ile sosyal medyayı maalesef bilgi kaynağı zannetmeleridir. Pek farkında değiliz ama, Türkiye’de bilgi çöplüğü hâline getirilip tatmin mekânı olarak kullanılan sanal ortamlar zaten mevcut olan cehaletimizin üzerine artık tüy üstüne tüy diker oldular! Bilginin sanal ortamlardan değil kitaplardan edinilmesi için tedbir almadığımız takdirde, istikbâlimiz daha şimdiden perişan, harap ve berbattır!” “AMERİKA’nın en büyük romancılarından Jonathan Franzen başından beri sosyal medya düşmanlığıyla biliniyor, bu konuda yazılar yazıyor, demeçler veriyor. En büyük itirazı sosyal medyada ekstrem davranış biçiminin ödüllendirildiği. Bu yüzden de özellikle Twitter’dan uzak yılda bir tweet atan Cem Yılmaz’ın sosyal medyaya vedası Franzen’ın tezinin haklılığını gösteriyor adeta. Çok güzel bir iletişim aracı olabilecekken “troll”lerin hâkimiyetine girdi sosyal medya. Sonunda onlar kazandı, Cem Yılmaz kaçtı.” Daha haberin mürekkebi kurumadan geri döndü, çünkü reklam için lazımdı!… Sosyal medya bir uçurum ve bizim gibi gelişmemiş ülkelerde çoğunlukla yanlış kullanılıyor. Örnek, köşe yazarlarının, sosyal medya arkasına sığınıp birbirlerine veryansın etmeleri…Yazık..çok yazık…

kocası içki içen kadın ne yapmalı