🀄 Bilişim Konuları Ateş Ve Su
Bugünün en iyi 20 yollayıcısı. En iyi 20 yollayıcı. Forumun çerezleri silmek. Kimler hatta? Kullanıcılarımız toplam 225 mesaj attılar. Toplam 5 kayıtlı kullanıcımız var. Son kaydolan kullanıcımız: gamze. Toplam 0 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 0 Misafir :: 1 Arama motorları.
14 Kasım 2020. Üniversite son sınıfta her öğrencinin staj yada tez yapması gerekmektedir. Sizlerin tez konusu aramakta sıkıntı çekmemeniz için tez konuları hakkında detaylı aramayı sizler için derledik.Yönetim Bilişim Sistemleri Yüksek Lisans tez konuları hakkında daha detaylı bilgiler için yazımızı inceleyebilirsiniz
Ateşve Su 6. Oyunlar. 2 Kişilik Oyunlar. Ateş ve Su 6. 4.45 / 5. Ateş ve Su 6 Oyunu ile ateş prens ve su prensesinin yeni maceraları ile karşınızdayız.Kahramanlarımızın zorlu engelleri aşması için onlara arkadaşınızla birlikte yardım etmelisiniz.Play butonuna bastıktan sonra zorluk derecesini seçmelisiniz.İlk seviyeden
Ateşve Su oyunları. Renkli, heyecan verici çevrimiçi oyunlar Ateş ve Su, ortaya çıktıkları anda hemen popüler oldular. Yetişkinler bile onları oynar, bulmacaları çözer ve seviyeleri tamamlar. Boş bir dakikamız olduğunda, tek düşünce ortaya çıkıyor: serilerden birini ücretsiz oynamak.
Ateşve Su Oyunları - Tüm ücretsiz oyunlar KralOyun.com - Favori oyununu bul ve hemen oyna!
Cem Yılmaz, GORA filminde, doğada bulunan dört elementten bahsederken bunları Ateş, su, toprak ve tahta olarak sıralar. Filmde bile tahtaya itiraz gelir ve "Hava" olmasın denir. Ancak filmde yer alan bu espri, 8. sınıf Fen bilgisinde bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Madde yapısı bölümünde, M.Ö. 300'lü yıllarda tam da
ateş ve su sonic oyunları nasıl geçilir. sungerboboyunlari. 0:27. Su Ve Ateş - Kamera Arkası 2. Özcan Deniz. 1:52. Ateş ve Su Easy Level 16. Ateş ve Su. 1:18.
1 Temmuz 2019 Özgür ŞEREMET 5. Merhaba Arkadaşlar, Sunu Programları Sunumu Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi 5. Sınıf yeni müfredatında bulunan Sunum Yapıyorum konusu için hazırlanmıştır. Sunum ile; . Sunu hazırlama programının arayüzünü ve özelliklerini tanır. 5.4.3.5. [.
Hava yoğunlaşması ve seyrekleşmesi ile diğer varlıkları meydana getirir. d)Empedokles (Toprak, su, hava, ateş): Arkhe dört ana maddeden oluşur. Toprak, hava, su ve ateş. Bu dört ana maddeyi bir araya getiren ve bir birinden ayıran güç vardır. Bu güç sevgi ve nefrettir. Sevgi birleştirici, nefret ise ayırıcı bir güçtür.
Ateşve su 1. Ateş ve su değerli taşlar ararken, özellikle arkeolojik alanları ve diğer egzotik yerleri keşfetme konusunda son derece cesurlar. Son yolculukları, onları gizemli bir ormanın derinliklerinde bulunan eski bir tapınağa ulaştırmak üzere. Ateş ve su 1 oyununda, güvende olmalarına ve bazı tehlikeli bubi
Halaç Öznur, Öğretir-Özçelik, Ayşe Dilek ve Yilgen, Adnan (2016). “Yatılı Okulda ve Ailesinin Yanında Kalan Kız Ergenlerin (13-18 Yaş) Benlik Algısı ve Umutsuzluk Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, 25. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, 21-24 Nisan 2016, Antalya, ss. 180-181.
Ateşve Su 9. Muhteşem bir ateş ve su aşkı oyunu ile karşınızdayız! Şimdi de her zaman ki gibi amacınız, onların kapatılmış olduğu bu hücreden çıkartılması ve onları kurtarmak adına dizayn edilmiştir. Arka planda ki manzara tıpkı bir hücreyi andırıyor. Taşlar Arnavut kaldırımına benziyor ve genel de bu tip
dMs2. Ünlü Fransız film yönetmeni Jean Jacques Annaud tarafından 1981 yılında üretilen Quest For Fire Ateş İçin Arayış insanın tarihöncesi hakkında gelmiş geçmiş en başarılı bilimkurgudur benim için. Farklı dillerde ve kültürlerde filmler üretmenin üstadı olan Annaud bu filmi Belçikalı J. H. Rosny’nin 1911 yılında yayınlanan yine aynı isimli romanından esinlenerek üretmiştir. Filmin çok gerçekçi ve oyuncuların son derece başarılı oluşu sanırım The Naked Ape Çıplak Maymun kitabı ile bildiğimiz Desmond Morris’in oyuncuların vücut dili ve hareketlerinden sorumlu danışman olmasında aranmalı. Hatta metal müzik grubu Iron Maiden’in 1983 yılında çıkardıkları Piece of Mind adlı albümlerinde bu filmden etkilenerek ürettikleri ve Steve Harris’in solo okuduğu Quest For Fire adlı parçası da dinlemeye değerdir. Filmden etkilenen Harris, bu parçada ateşin önemini filmin sahnelerini hayal ederek şarkıya dönüştürmüştür. Filmde üç ayrı insan türünün birbirleri ile arasındaki ilişki ve aynı zamanda kendi gündelik yaşamları anlatılır. Bunlardan ilki iri, güçlü yapılı ve çoğunlukla sarışın Neanderthaller, ikincisi narin, zayıf, ancak yetenekli ve daha kompleks teknolojiye sahip olan Homo sapiens modern insan ve son olarak da bu türlere göre çok ilkin özelliklere sahip vücutları tamamen kıllarla kaplı Homo erectus olarak kurgulanmış. Fransız yönetmeni Jean Jacques Annaud tarafından 1981 yılında üretilen Quest For Fire Ateş İçin Arayış filminin posteri. Filme göre neanderthal ateş üretemez, sadece var olan ateşi taşır ve kullanır. Bir gün Homo erectuslar neanderthallerin yaşadığı mağaraya saldırır. Bu saldırıdan kurtulan neanderthaller yaşadıkları yerden kaçmak zorunda kalmışlardır. Bu sırada ateşi taşımakla görevli olan neanderthal suyun içerisinde ilerlerken düşer ve ateş söner. Soğuk iklimin çetin şartlarından dolayı ateşsiz kalmak onları büyük bir telaş ve güvensizlik içerisinde bırakır. Kabileyi emniyetli bir bölgeye taşıyan lider, güçlü kuvvetli genç bireylerden üç tanesini seçer ve tekrar ateş bulmaları için onları görevlendirir. Ateş bir sembol olarak hayatta kalabilmenin gücüdür. Ateşin bulunma yolu ise çoğunlukla ya doğadan ya da başka bir kabileden çalmaktır. Yaşamsal önemi olan ateş için arayış macerası böylece başlar. Ateşi arayış sürecinde neanderthal gençleri bir sürü tehlikeler atlatırlar. Bu serüven sırasında neanderthaller ilerde bir yerlerde duman görürler ve ateş olduğunu düşünerek oraya giderler. Ancak vardıkları zaman onları bir sürpriz beklemektedir. Yanan ateşin etrafı insanlara ait kafatası ve kemiklerle doludur, burada birileri insanları yemiştir. Bunlar kanibal Homo erectuslardır. Durumu fark edince korkarlar ve bir an önce ateşi çalıp oradan kaçmak isterler. Bu arada üzeri ilginç boyalar ve dövmeler ile kaplı, biraz da kendilerine benzeyen çıplak iki insanın bağlanmış olduğunu görürler. Bunlar modern insanlardır. Ateşi çalmak için plan yaparlar, ikisi erectusların ilgisini çekecek ve diğer bir tanesi de gizlice ateşi çalacaktır. Planlarını uygularlar ve ateşi çalarlar, ancak neanderthallerden biri bağlı tutulan modern insanları kurtarmak ister ve kurtarır. Modern insanlardan biri çok yaralı olduğu için kaçamaz, ancak sağlam olan genç kız neanderthaller ile kaçmayı başarır. Neanderthalin biri çatışma sırasında ciddi biçimde yaralanmıştır ve hemen bölgeden uzaklaşırlar. Sapiens kız onu iyileştirmek ister ve topladığı şifalı bitkiler ile onun yarasını sarar. Neanderthaller yaranın hızlıca iyileşmesinden dolayı onun bu deneyimi ve bilgisini hayretle karşılarlar. Aradan geçen uzun zaman ve olaylardan sonra -filmi izlemeyi düşünebilirsiniz diye önemli detayları anlatmıyorum- neanderthal ve sapiens kız birbirlerine aşık olurlar. Neanderthal dostlarımız modern insanın köyüne gider, onların gelişmiş teknolojisi ve kompleks sosyal yaşamı ile karşılaşır, tanışır. Modern insanlar kendi evlerini kendileri yapmışlar, ateşi yakabiliyorlar, farklı silahlar üretebiliyorlar ve lezzetli birçok yiyeceğe sahipler. Detayların bir kısmını atlarsak sapiens kız neanderthal ile yola devam etmek ister, ona aşık olmuştur. Ateşi üretemeyen, sadece taşıyan ve kullanan neanderthallere ateşi nasıl yakacaklarını öğretir sapiens kız. Böylece kahramanımız sapiens kız, kültür ve teknolojiyi iki kabile arasında taşımış olur. Aşık olup peşinden gittiği neanderthalin kabilesine bildiklerini öğretir ve onlara daha emniyetli bir yaşam sağlar. Bu film daha çok neaderthal ile modern insan arasındaki melezleşmeyi akıllara getirse de farklı bir bakış açısıyla kadının insan evrimindeki yerini de düşündürür. Kadın birey sadece doğurganlığı ile türün devamını değil aynı zamanda farklı kültürler arasında sosyal etkileşimi sağlayıcı ve öğretici bir rol oynayarak büyük oranda insanın kültürel evriminin de taşıyıcısıdır. Adrienne L. Zihlman. Evolutionary Anthropology Evrimsel Antropoloji dergisinin son sayısında 19 Aralık 2012 Adrienne L. Zihlman Kalifornia Ünv. Santa Cruz, Antropoloji Böl. tarafından yayınlanan “The Real Females of Human Evolution” İnsan Evriminin Gerçek Kadınları makalesinde öne sürülen ilginç fikirler bana yukarıda söz ettiğim filmi hatırlattı. Zihlman antropolojide özellikle insanın biyo-kültürel evrimi alanında aykırı bir sestir. Bu alanda 1960’lı yıllarda insanın evrimsel süreçte insanlaşmasını büyük oranda “man-the-hunter” avcı-erkek erkek egemen algısı ile biçimlendiren “erkek-güç-silah-saldırı-yarış-av-et-başarı” sembollerinden oluşan eril söylemine karşı “woman-the-gatherer” toplayıcı-kadın çıkışı ile kadının kabilede baskın olan sosyal ve duygusal pozisyonunu ileri sürerek büyük bir ezberi bozmuştur. Bu bağlamda insan evriminde ve dolaylı olarak hayatımızda kadının yerini tarihöncesinden gelen bir perspektif ile paylaşmaya çalışacağım ve yazının genelinde direk çeviriler ile Zihlman’ın makalesine bağlı kalacağım ve yer yer kendi yorumlarımı da eklemeye çalışacağım. Bu makaleyi insan evrimi yani insanlaşma sürecinde kadının oynadığı rolün önemi hakkında tekrar düşünülmesi bakımından değerli buluyorum. İnsanın evrimsel süreçteki doğasını açıklayabilmek için birçok tanım ileri sürüldü, bunlardan bazıları “the killer ape katil kuyruksuz maymun”, “the naked ape çıplak kuyruksuz maymun”, “the aquatic ape sucul kuyruksuz büyük maymun” ve “man the hunter avcı erkek” şeklinde sıralanabilir. Bütün bu tanımların ortak bir noktasının çoğunlukla erkek bireylerin davranışlarından yola çıkılarak ya da ona atfedilerek kurgulanmış olması dikkate değer. İnsanın evrimsel sürecinde insanlaşmayı karakterize eden sosyal ve kültürel değişimlerin cinsler arasında dağılımını yapmak ya da cinslerden birine diğerinden daha fazla rol biçmek son derece riskli. Özellikle insan atalarının sosyal organizasyonları hakkında çok yeterli kanıta ve bilgiye sahip olmadığımız dönemler yani ilk dik yürümeye ve ardından taş alet üretmeye başladığımız dönemler düşünülürse cinsler arası ilişkilerin yapısı hakkında kesin yargılarda bulunabilecek bilgiye sahip olmadığımızı fark etmiş oluruz. Bildiğimiz tek şey iki cins arasında eğer eşit bir dayanışma olmasaydı hayatta kalma şansları çok düşük olurdu. Günümüzde toplumsal cinsiyet bağlamında erkeğin kazandığı sosyal statü ve onun kaba gücü tarihöncesi ilişkilerde ona daha fazla rol biçmemize neden olmuş gibi görünüyor. Ancak erkek ve kadın arasındaki etkileşim ve kadının kabile içerisindeki rolü söz ettiğim dönemler dikkate alındığında halen gizemini korumaktadır. Zihlman alternatif çıkışı ile eril söylem tarafından gölgelenmiş bu gizemi görünür kılma kaygısı taşıyan çalışmalarının en önemli yayınlarını ilk kez 1976 ve devamında 1978 yılında yaptı Women in Evolution, Part I Innovation and Selection in Human Origins 1976 -İnsan Evriminde Kadın, Kısım I İnsanın Kökeninde Yenilik ve Seçilim- ve Women in Evolution, Part II Subsistence and Social Organization among Early Hominids 1978 -İnsan Evriminde Kadın, Part II Erken İnsansılarda Hayatta Kalma ve Sosyal Organizasyon-. Bu çalışmalarda, soyut ve kültürel anlamda daha sofistike bir yaşam biçimini evrimleştirmede erkek ya da kadından herhangi bir cinsin daha önemli rol oynadığını düşündüren ikiye indirgenmiş basit bir çatışmanın çukuruna düşmeden, dönemin antropolojisinin erkek egemen söylemine karşı kadının insan evriminde ihmal edilmiş yerini işaret eder. Böylece bir paleoantropolog gözü ile diğer sosyal bilimcilere bir sembol olarak günümüz erkek kurgusunun etkisi altında olan beyinlerin tarihöncesi cinsler arası sosyal ve kültürel örüntüler hakkında manipülasyonlar yapmasının risk boyutunu gösterir. Zihlman, yukarıda söz ettiğim 1976 tarihli makalesinde daha çok büyük kuyruksuz maymunlardan insansılara giden evrimsel süreçte davranışların kökeni ve dişi bireylerin toplumdaki rolü, anne merkezli birimlerin oluşması, sosyalleşme ve akrabalık ilişkilerinde kadın bireylerin rolü ve son olarak anaerkil yatırım, seksüel seçilim ve insanlaşmanın kökeninde kadın gibi temel konuları tartışır. İkinci makalede ise dik yürüyen insan atalarından yani ilk hominidlerden modern insana kadar geçen süreçte fiziksel, kültürel ve sosyal evrim bakımından kadının rolünü keskinleştirir. Anne deniz fili ve yavrusu. Bununla birlikte bu son makalesinde Zihlman kadının insan evrimindeki yeri ile ilgili bütün deneyimlerini ve bilgilerini cömert bir biçimde sunmuştur. Modern insanın kadın bireyleri biyolojik olarak içinde sınıflandırıldıkları maymunlar takımı ile değil diğer bütün memeli türlerinin dişi bireyleri ile evrimsel açıdan ortak özellikler paylaşırlar. Ona göre özellikle primat yani maymunlar takımında anne bireylerin kompleks yaşamları ve birden fazla sosyal rolleri vardır doğurma, bebek bakımı ve besleme, sosyal eğitmenlik ve öğretim, arkadaşlık, akrabalık ve genel olarak kültürün ve geleneğin taşıyıcısı ve uygulayıcısı olmaları gibi. Kadınlar bütün bu farklı rolleri sadece doğurarak aktarmazlar, yoğun bir sosyal ve duygusal etkileşim bunu sağlar. Bu etkileşimin zeminini oluşturan bağ ise memeli türlerinin evrimsel kökeninde saklıdır. Yavrusunu emziren ilk anne İlk memeli anneleri tanımak için yaklaşık olarak 200 milyon yıl geriye gitmemiz gerekiyor, memeli ataların evrimleştiği ve fosil kayıtlarda ortaya çıktığı döneme. Bu dönem anne ile yavru arasında emzirme yoluyla oluşan ilk sosyal bağın ortaya çıktığı zamandır. Memelilerin yavruları ilk doğduklarından itibaren türlere göre değişen sürelerde annelerine bağımlıdırlar. Birçok memeli yavrusu duyma, koklama ve seslenme gibi birçok özelliğe sahip olarak doğar. Böylece yavru doğduğu andan itibaren annesini tanır, doğuştan sahip olduğu özellikleri ile annesinin ilgisini sürekli çeker, çünkü annesi onun hayatta kalabilmesinin yegâne sağlayıcısıdır. Anne hamilelik sürecinde metabolik hızına bağlı olarak daha fazla yağ depolar ve bu enerji deposu süt oluşturma, yoğun enerji tüketen duygusal beyin, besleme ve yavrusunun her türlü bakımı için gerekli motivasyonu sağlamakta kullanılır. Anne ve yavru arasındaki bu bağ diğer birçok sosyal etkileşimin oluşumuna da zemin sağlar. Zihlman’a göre anne ve yavru arasındaki bağ, günümüz memeli topluluklarındaki çeşitlilik ve başarının temel taşıdır. Yeni olmayan şey ise erişkin bir anne ve erkeğin çiftleşme sürecinde yaşadığı etkileşimdir. Bu tür seksüel etkileşimin yani erkek ve dişi arasındaki ilişkinin diğer bir söylem ile cinsiyetlerin kökeninin jeo-kronolojik kökeni ilk memeli annenin ortaya çıkışından çok daha eskidir. Bu nedenle memelilerde erkek ve kadın arasındaki ilişki anne ve bebek arasındaki ilişkiye göre ilkel özelliklere sahiptir. Baba ya da erkek, anne-bebek arasındaki ilişkiyi anlayabilmek ve bu ilişkide kendine bir pozisyon bulabilmek için sosyal ve duygusal olarak kendini geliştirmek zorundadır. Kuyruksuz büyük maymunlar hakkındaki bilgilerimizin çoğunu gözlemlerine ve deneyimine borçlu olduğumuz Jane Goodall. Zihlman memelileri yavru bakım süresinin uzunluğuna bağlı olarak ikiye ayrır; minimalist yani kısa yavru bakım süresine sahip olanlar ile daha uzun yavru bakım süresine sahip maksimalist türler. Bunu bir örnek ile daha anlaşılır hale getiriyor yaklaşık 500 kg olan hamile deniz filleri yılın her aralık ayında Kaliforniya Santa Cruz sahillerine gelerek uygun bir yer bulup ilk 24 saat içinde yaklaşık 45 kg ağırlığında olan yavrularını doğururlar. Her anne deniz fili yavrusunu %55 yağ içeren besin değeri bakımından yoğun sütü ile yaklaşık 3 ya da 4 hafta besler. Yavrular daha sonra sütten kesilir, yüzmeyi ve avlanmayı öğrenerek kendi bireysel yaşamına dönerler. Bu sırada anne deniz filleri vücut ağırlıklarının üçte birini kaybederler. Yavrularını emzirmeyi sonlandırdıktan kısa süre sonra erkekler ile çiftleşirler. Bir dişi deniz fili 4 yaşına gelince yavru yapabilecek olgunluktadır ve yaklaşık 18 yıl olan yaşam süresi boyunca her yıl bir yavru dünyaya getirir. Yavru grubun diğer üyeleri ile sosyal bir etkileşim içinde değildir. Öğrenmesi gereken sosyal kurallar yok denecek kadar azdır. Anne deniz fili en uzun bağını yavrusu ile yaşar, en kısa sosyal bağ ise bir erkekle çiftleşmeden ibarettir. Maksimalist memelilere verilecek en güzel örnek Afrika ve Asya’da yaşayan gri renkli dev filler olacaktır. Filler akraba dişilerin ve onların yavrularından oluşan anaerkil sürüler halinde yaşarlar. Çiftleşme dönemlerinde yalnız dolaşan erkekler sürüleri ziyaret eder. 22 ay süren hamilelik sürecinden sonra anne yavrusunu yaklaşık 4 yıl emzirir. Yavru doğduktan hemen sonra dört ayağı üzerinde dikilerek sürü ile birlikte hareket etmek zorundadır. Bu süreçte sadece anne değil sürünün diğer dişi üyeleri ve büyük yavrular yeni doğan yavruya bakım desteğinde bulunur. Yavru fil birçok bakıcı fil tarafından sosyal ilişkileri öğrenir. Bir filin ortalama ömrü yaklaşık 50 yıldır ve genç erkek yavrular 10 yaşlarına geldiklerinde sürüyü terk etmek zorundadırlar. Dişiler 15 yaşlarına geldiklerinde doğurganlık olgunluğuna erişirler. Deneyimli ve bilgili en yaşlı dişi sürüyü kontrol eder, sürünün hayatta kalmasını sağlayacak olan deneyimlerini diğerlerine aktarır. Bir ay kadar kısa yavru bakım süresine sahip olan minimalist deniz fili ile bu sürenin 4 yıla ulaştığı maksimalist Afrika fili arasındaki sosyal ilişkilerdeki farklılık elbette her ikisinin içinde yaşadıkları çevre ve bu çevreye uyumu ile ilgili. Her ikisi de memeli türü olsa da birinin çoğunlukla suda diğerinin ise karada yaşıyor olması farklı sosyal ve duygusal adaptasyonları evrimleştirmelerine neden oluyor. Ancak bu uyumu dayatan koşullar Afrika fillerinde daha kompleks ve sofistike bir sosyal ilişkinin oluşmasını sağlıyor. Bunda karasal yaşamın koşulları, anne-yavru bağının uzunluğu ve bu süreçte oluşan sosyal ve duygusal etkileşimin etkisi büyük. Afrika fillerinde yavru bakım süresinin uzunluğu sadece anne ve yavruyu değil bu sürece diğer sürü üyelerinin de katılımını gerekli hale getiriyor. Böylece sadece anne ve yavrusu değil aynı zamanda sürünün diğer üyelerinin de bu sosyal ve duygusal ağa karışması akrabalık ilişkisinin pekişmesine ve derinleşmesine yol açıyor. Yaşayan akrabalarımız primatlar Peki, bizim de içinde bulunduğumuz primatlar yani maymunlar takımında durum nasıl? Maymunların sosyal yaşamı da yukarıda söz ettiğim memeli temelinden gelen anne-yavru bağı üzerinde gelişiyor. Grup içerisinde her yaştan ve her cinsten bireyin katıldığı gelişim evrelerine göre farklılaşan komleks bir sosyal ağ primatlarda gözlemleniyor. Bununla birlikte primatlarda çok özel bir durum var. Diğer birçok memeliden farklı olarak primat anneler sadece yavrularına süt sağlamıyorlar ayrıca yavrularını sütten kesilene kadar taşıyorlar. Yavru bu süreçte annesine sıkıca sarılarak sürekli onunla hareket ediyor. Bu nedenle anne sürekli vücuduna tutunan yavrusu için süt üretme dürtüsü ile yaşarken aynı zamanda sürekli büyüyen ve büyüdükçe ağırlaşan yavrusunu taşıyacak enerjiyi de sağlamak zorunda. Anne 7/24 yavrusunu vücuduna yakın taşırken her ikisi arasında olağanüstü duygusal bağlar ve özgüven gelişir, aynı zamanda anne gerekli sosyal ilişkileri ve ekolojik çevreyi ona öğreterek başarılı bir biçimde hayatta kalmasını sağlayacak deneyimi aktarır. Peki, anne için enerji ve zaman bakımından çok pahalı olan bu sistemin avantajı nedir? Hamile olan ya da doğmuş yavrusunu taşıyan anne maymun sürekli sosyal bir grup içerisinde hareket eder, beslenir ve korunur. En önemlisi tüm bu süreçler boyunca grubun gerek dişi gerekse erkek diğer üyeleri ile sosyal etkileşimde bulunur. Erkek maymunlar yavru bakımında çok sınırlı bir destek sunarlar ve bu destek daha çok istikrar ve koruma amaçlıdır. Şempanzeler hakkında düşünmeye başlayınca kendi türümüze daha da yaklaştığımızı anlıyoruz. Şempanzeler uzun ömürleri ve uzun bebek bakım süresi ile filleri anımsatıyorlar. Ancak fillerden farklı olarak diğer maymunlarda olduğu gibi şempanzeler de yavrularını yaklaşık 4-5 yıl emziriyorlar ve sürekli taşıyorlar. Elbette konu şempanzelere geldiğinde bu kuyruksuz büyük maymunlar hakkındaki bilgilerimizin çoğunu onun gözlemlerine ve deneyimine borçlu olduğumuz Jane Goodall’ı anmak gerekli. Goodall, ünlü paleoantropolog Luis Leakey tarafından Gombe ve Tanzanya arazi çalışmalarında ekonomik olarak desteklenmiştir. Goodall, yavruları Flint, Fifi, Figan ve Faben ile etrafı çevrelenmiş Flo adını verdiği anne şempanze ile ilk kez karşılaştığında onun ne kadar sabırlı ve kendine güvenen bir lider anne olduğunu not etmişti. Yavrulardan Fifi o dönem henüz genç bir erişkin idi. Flo annaanne olduğunda yani yavrularından Fifi ilk yavrusu Fanni’yi doğurduğunda yaklaşık 50 yaşındaydı. Takip eden on yıl içerisinde Flo’nun ardından Fifi lider anne konumuna geçti. Daha önce insanla herhangi bir etkileşimde bulunmamış bu şempanze ailesini gözlemlerken Goodall onların farklı organik materyalleri alet olarak kullandıklarını keşfetti. 1960-70’li yıllara denk gelen bu dönemde antropologlar alet kullanımının sadece insana özgü bir davranış biçimi olduğunu düşünüyorlardı. Çünkü alet kullanmak gibi kompleks bir davranış biçimi daha büyük beyin ve iyi gelişmiş bilişsel yetenekler gerektirmeliydi. Uzun yıllardır insan atalarına ait fosil buluntular ve taş aletler keşfedilen Olduvai Gorge Tanzanya bölgesinde çalışmalarını sürdüren Luis Leakey, Goodall’ın bu keşfini duyunca çok heyecanlanmıştı. Bu keşif, insanların ve şempanze, goril ve orangutanın da içinde sınıflandırıldığı kuyruksuz büyük maymunlar ile olan evrimsel açıklığı darlaştırıyordu. Örneğin şempanzeler çürümüş ağaç gövdelerinin içerisinde yaşayan ve protein bakımından oldukça zengin olan termitleri yiyebilmek için ince uzun dalları kullanıyorlardı. Parmakların girmediği deliklerden bu dalları sokarak termitleri ağaç gövdesinden dışarı çıkarıyorlardı. Goodall bu gözlemlerini yaparken yavruların annelerinin dizleri dibinde oturup onu izleyerek bunu nasıl yaptıklarını öğrenip annelerini bir model olarak kopyaladıklarını not etti. Annesi gibi davranan yavrular uygun dal parçasını seçip ağacın uygun bölümünden yaklaşarak termitleri çıkarmaya çalışıyorlardı. Yavru bir şempanzenin termit yakalamada usta olması neredeyse 5 yıl sürüyordu. Goodall kimi şempanzelerin termit yakalamada diğerlerinden daha başarılı olduklarını da gözlemledi, onları şampiyon termit avcıları diye tanımladı. Etiyopya’nın Middle Awash bölgesinde Hadar lokalitesinde 1970’li yıllarda keşfedilmiş ünlü insan atası fosili Lucy. Dişi şempanzelerde alet kullanma yeteneği ve öğretimi Şempanzelerde alet kullanıma dair bilgiler Christophe ve Hedwige Boesch’un çalışmaları ile daha da çoğaldı. Araştırmacılar şempanzelerin sadece termit avcılığı değil aynı zamanda sert kabuklu yemişlerin kabuklarını kırmak için sert bir zemin üzerinde ağaç parçalarını kullanarak kabukları kırdıklarını gözlemlediler. Yaklaşık 10 yaşında bir şempanze yemiş kabuğu kırabilecek olgunluğa ulaşıyor. Araştırmacılar bu yeteneği derecelendirmek için ilk aşamada şempanzelerin kaç vuruşta yemişin kabuğunu kırdığı ve ikinci aşamada ise dakikada kaç yemişin yendiği şeklinde kategorize ettiler. Bu derecelendirmede dişi bireyler erkek bireylerden daha başarılı oluyorlardı. Ancak bunun nedeni yetenekten ziyade konsantrasyondu, erkek bireyler yemiş kırmak yerine farklı sosyal aktivitelerde bulunmayı yeğliyorlardı. Elizabeth Lonsdorf ve meslektaşları genç şempanze bireylerinin öğrenme süreçlerini araştırmak için gözlemler yaptılar. 14 tane genç şempanzeyi termit avlarken videoya kaydettiler. Gözlemlerinin sonucunda dişi olan genç bireyler zamanlarının çoğunu annelerini termit avlarken gözlemlemekle geçirirken erkek olan genç bireylerin zamanlarının önemli bir bölümünde alakasız oyunlar oynamayı tercih ettiklerini saptadılar. Genç dişiler erkeklere oranla daha erken yaşta termit avlamada annelerine benzer biçimde yetkinleşiyorlardı. Genç dişi şempanzeler doğurma olgunluğuna erişmeye yakın evlerini bırakıp yeni bir gruba geçiş yapıyorlar. Bu geçiş ile birlikte büyüme sürecinde öğrendikleri bütün bilgi ve deneyimleri de gittikleri yeni gruba taşıyorlar. Tetsuro Matsuzawai, Afrika’nın batısında Gine’de yaptığı araştırmalarda bunu kanıtlayan bir gözlem yaptı. Bossou’da Gine şempanzeler yemiş kabuklarını kırmak için çekiç yerine taşlar ve kütük parçalarını, sert zemin yani örs yerine ise düz yüzeyli ağaçlar ve taşları kullanıyorlar. Ancak buradaki şempanzeler diğer şempanzelerden farklı olarak farklı bir yemiş -palmiye yemişi- ile besleniyorlar. Araştırmacı Matsuwaza bu şempanzelere, nasıl davranacaklarını görmek için palmiye yemişi yerine diğer şempanzelerin yediği coula yemişlerinden verdi. Şempanzelerin çoğu daha önce görmedikleri bu yemişi görmezden geldiler. Sadece daha önce bu yemişin bulunduğu bölgeden Bossou’ya geçiş yapmış yaşlı bir dişi şempanze anında coula yemişini tanıdı ve kırıp yemeye başladı. Onu izleyen iki genç de onu kopyalayıp coula yemişini yemeye başladılar. Böylece yaşlı dişi daha önce edindiği bilgi ve deneyimi içinde bulunduğu yeni ortama aktarmış oldu. Bu durum dişi bireylerin alet kullanmak ve yiyecekleri tanımak gibi birçok yaşamsal deneyimin farklı gruplar arasında taşınmasını sağlaması, insan evriminde de dişi bireylerin gruplar arası hareketliliğinden dolayı benzer bir rol oynadığını düşündürdü. Avlayan ve paylaşan dişiler Birçoklarımız güçlü yapılarından dolayı daha çok erkek şempanzelerin avlandığını ve paylaştığını düşünürüz. Bu durum bizi sürekli olarak erkeğin avlanıp besin sağlayarak grubun hayatta kalmasını sağladığına kanalize eder. Dişi şempanzeler de küçük hayvanları avlayıp paylaşırlar. Sadece dişi şempanzeler değil, dişi orangutanlar ve dişi gibonlar da küçük hayvanları avlarlar. Hatta dişi şempanzeler avlanırken kimi zaman alet bile kullanırlar. Tanzanya Mahale bölgesinde dişi bir şempanzenin biçimlendirilmiş bir dal parçasını sincapları bulundukları ağaç kovuğundan çıkarmak için kullandığı kayıt edilmiştir. Birkaç yılın ardından bu bölgede yaşayan şempanzelerin ağızları ile parçalayıp keskinleştirdikleri yaklaşık 70 cm uzunluğundaki dal parçasının popüler bir alet haline geldiği ve yuvalarından sincap ve benzeri küçük hayvanları yakalamak için kullandıkları gözlemlendi. Bu davranışın daha çok dişi bireyler tarafından gerçekleştirildiğinin gözlemlenmesi ise önemli bir ayrıntı. 1960’lı yılarda başlayıp gelişen teknoloji sayesinde daha da ilerleyen mitokondri, protein ve çekirdek DNA çalışmaları şempanzeler ile paylaştığımız son ortak atadan genetik farklılaşmanın yaklaşık 5,4 milyon yıl önce Afrika’da gerçekleştiğini öneriyordu. Güncel goril genom çalışmalarına göre şempanze-insan evrimsel farklılaşmasının 3,7 milyon yıl ve insan-şempanze-goril evrimsel farklılaşmasının ise 5,95 milyon yıl önce gerçekleştiği duyuruldu Scally ve diğ. 2012. Nature, 483169-175. Yeni bulgular insan ile şempanzenin bilinenden daha yakın akraba olduğunu gösteriyor. Jane Goodall’ın çalışmalarından bu yana antropologlar şempanze davranışlarının kendi davranışlarımız ile olan benzerlikleri üzerinde buluşuyorlar. Paylaştığımız sosyal, duygusal ve üstüne üstlük genetik benzerliğin sonucunda şaşırmak artık beklenmedik bir davranış olarak karşılanıyor. Şempanze davranışlarının insan atalarının davranışlarını anlamak için bir model olarak çalışılması kabul gördüğü kadar antropologlar arasında tartışmaya da neden olmuştur. Ancak biyolojik ve sosyal olarak yaşayan en yakın akrabalarımızın şempanzeler olması onlar ile aramızda olan evrimsel bağı ve kendi atalarımızın sosyal davranışlarını anlamak için yegâne kanıt oldukları gerçeğini sürekli canlı tutuyor. Senegal Fongoli’de uzun yıllardır -erken insan atalarına benzer bir ekolojik ortamda yaşayan- açık alan şempanzeleri bonobo üzerinde süren çalışmalar onların grup içi ve gruplar arası sosyal etkileşimleri ve yiyecek paylaşımları açısından orman şempanzelerinden daha farklı bir kültüre sahip olduklarını gösterdi. Bonobolar orman şempanzelerinden farklı olarak kullandıkları çeşitli aletler ile toprağı kazıp bitki köklerini çıkartabiliyorlar. Ayrıca çok sıcak günlerde kaya sığınakları ve mağaralarda saklanarak vücut ısı dengelerini koruyabiliyorlar. Fosil kayıtlara göre dik yürümenin ormanlık alanda ortaya çıktığı kabul görse de daha sonra bu davranışın savan benzeri kısmen ağaçlık açık alanlarda daha da evrimleştiği ve yetkinleştiği konusunda antropologlar hemfikir sayılır. Erken insan atalarının fizyolojileri ve anatomileri savan ekolojisinin mozaik özelliklerinden daha fazla faydalanabilecek şekilde evrimleşmiştir. Fosil kayıtlar ve hareket davranışlarının lokomotor evrimi İnsan atalarına dair fosiller çok ender bulunsalar da 1900’lü yılların ilk çeyreğinden itibaren sayıları artarak çoğalan fosiller atalarımızın hareket davranışları, uyumları ve dişi bireylerin sosyal ilişkilerdeki rolleri hakkındaki bilgilerimizi artırmıştır. Erken insan ataları olan australopithecuslar 2 ile 4 milyon yıl öncesi bir zaman diliminde sadece Afrika’da yaşamışlardır. Bu türler yaklaşık olarak şempanze ile benzer büyüklükte beyin hacmine, fakat onlardan farklı olarak isteğe bağlı dik yürüme yeteneğine sahiptiler. Etiyopya’nın Middle Awash bölgesinde Hadar lokalitesinde 1970’li yıllarda keşfedilmiş ünlü insan atası fosili Lucy’nin Australopithecus afarensis kalça kemikleri, omurgası ve bacak kemiklerinin anatomisi onun dik yürüme yeteneğini sahip olduğunu gösteriyor. Ayrıca ilerleyen yıllarda Mary Leakey tarafından Tanzanya’da Laetoli bölgesinde keşfedilen eşsiz ayak izi fosilleri bizlere 3,5 milyon yıl önce atalarımızın dik yürüdüğü hakkında hiçbir şüphenin olmadığını kanıtlıyor. Son yıllarda farklı insan atası türlerine ait özellikle ayak bilek ve ayak fosillerinde görülen anatomik farklılıklar türler arasında farklı dik yürüme davranışlarının olabileceğini düşündürdü. Bu türler dik yürüyorlardı ancak muhtemelen farklı bir biyomekanik çözüm üretmişlerdi. Eğer gün içerisinde yiyecek taşıyarak ve toplayarak birkaç kilometre hareket emek zorundaysanız dik yürümek en iyi çözüm. Orman şempanzeleri ve savan şempanzelerinin gündelik hareket alanı 3 km’yi geçmemektedir. Buna karşın, avcı ve toplayıcı kabilelerin bireyleri gündelik rutin olarak 10-15 km yiyecek toplamak için yürümektedirler. Ayrıca erkekler av takibi sırasında daha fazla mesafe kat etmektedirler. Kadınlar bebeklerini 3 yaşına gelene kadar taşırlar ve kendileri ile birlikte yiyecek toplamaya götürmektedirler. Richard Lee bir çalışmasında avcı-toplayıcı bir kabilede yaşayan kadının, doğumdan itibaren bebeği sütten kesilene kadar, yiyecek ve alet toplamak için bebeğini taşıyarak neredeyse toplam 5000 km hareket ettiğini hesapladı. Fosil kayıtlarda kadın bireyler Atalarımıza ait fosil buluntular ender oluşları, sahip oldukları tür içi morfolojik çeşitliliğin derecesi ve cinsiyet farklılıkları nedeniyle cinsler arası anatomik ayrımlar yapmak kolay değildir. Atalarımıza ait bir fosilin dişi mi yoksa erkek bir bireye ait olduğunu anlamak eğer karşılaştırma yapabilecek zengin bir koleksiyona sahip değilsek son derece güçtür. Bugüne kadar bulunmuş insan atası fosilleri içerisinde Lucy Australopithecus afarensis en ünlü kadın fosillerinden biridir. Bununla birlikte fosil buluntuların azlığı nedeniyle erkek ve kadın birey arasındaki anatomik boyut farkı kesin olarak bilinmemektedir. Güney Afrika’da Malapa adasında bulunmuş ve 2 milyon yıl öncesine tarihlendirilmiş Australopithecus sediba buluntuları erkek ve kadın birey arasındaki boyut farkına açıklama getirmektedir. Bu fosillerden biri çocuk ve biri büyük olasılıkla dişi bireye ait olmalıdır. İnsan ataları da bizler ve akrabalarımız şempanzeler gibi yavruları ile güçlü sosyal bağlara sahiptiler. Zihlman, Malapa’dan bulunmuş bu çocuk ve yetişkin kadına it olan iskeletin anne ve çocuğuna ait olabileceğini düşünüyor. Güney Afrika buluntuları çoğunlukla mağara dolgularından geldiği için bu tip alanlarda daha bütün fosiller bulunma olasılığı yüksektir. Bununla birlikte fosil buluntular arasında erkek ve kadına ait kesin anatomik ayrımlar yapabilmek için daha fazla fosil buluntuya ve kanıta ihtiyaç var. Anatomik olarak modern insanlar yaklaşık olarak 200 bin yıl önce Afrika’da ortaya çıktılar. Modern insan Afrika dışına çıkmadan önce Afrika’da birçok bölgeye dağılmış morfolojik ve genetik olarak çeşitlenmişti. Güney ve Doğu Afrika’da en eski arkeolojik lokaliteler 160 bin yıl öncesine tarihlendirildi. Bu tarihlerde bulunan lokalitelerde modern insanların deniz kabukları ve çeşitli su ürünleri ile beslendiğini gösteren kanıtlar mevcut. Afrika’nın okyanus kıyıları boyunca bulunan modern insan lokalitelerinde atalarımız için su ürünlerinin bir besin kaynağı olarak diyetlerine büyük oranda dahil olduğunu görüyoruz. Atalarımız yaklaşık 100 bin ile 60 bin yılları arasında Afrika dışına göç ettiler. Muhtemelen kadın bireyler uzun süren göç şartlarına karşı hem kendilerinin hem de yavrularının hayatta kalmasını sağlayabilecek donanımlara sahiptiler. Kıyı şeridini takip edip su ürünleri tüketerek yaklaşık 40 ile 50 bin yıl önce Avustralya’ya vardılar. Beyaz adamın manipülasyonundan önce Avustralyalı Aborjin kadınları topladıkları deniz kabuklarını tüketerek besin ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü karşılıyorlardı. Hem çocuklarına bakan hem de avlanıp yiyecek sağlayan Aborjin kadınları bu bakımdan Kalahari kabilelerinden farklıydılar. Zihlman, türümüzün kadın bireylerinin sahip olduğu sosyal ve duygusal iletişimin bir memeli karakteri olarak primat atalarından devir aldıkları anne-yavru sosyal bağı ve kabileler arası hareketlilik üzerinde geliştiğini ileri sürüyor. Kadınlar insanın tarihöncesinden bu yana bebek bakımında yegâne kişi, dayanışma temelli arkadaşlık ilişkilerinin oluşturulmasında bir sosyal aracı, çocukların eğitiminde bir usta, aile bağının omurgası ve kabileler arası kültürel taşıyıcı olarak nesiller boyu merkezi bir rol oynamıştır. Zihlman, makalesini Afrika’nın güneyinde Kalahari’de uzun yıllar avcı-toplayıcı kabileler içerisinde katılımcı gözlemci olarak yaşamış ve çalışmış Elizabeth Marshall Thomas’ın arazi çalışmasından bir kaydı paylaşarak sonlandırır. Bu öykü kadının tarihöncesinden günümüze fiziksel ve duygusal dayanıklılığını, sosyal bağın gücünü ve bu bağlamda insanlaşmanın seviyesini sembolize eder. “Salgın bir hastalık yüzünden kabilede bir dul kadın ve iki çocuğu son derece hastadır. Kabile yaşadıkları kıtlıktan dolayı göç etmek zorunda kalmıştır. Kabile bireyleri salgın hastalık ve yiyecek yokluğunun getirdiği zor koşullardan dolayı hasta olan dul kadına ve onun çocuklarına yardım edecek durumda değildir. Ancak dul kadının annesi de kabilededir. Bu tıknaz ve yaşlı kadın dul kızını sırtına alır, bebeği göğsüne sarar ve 4 yaşındaki diğer çocuğu ise yan tarafına bağlar. Yaşlı anne kızını ve torunlarını yaklaşık 70 km öteye kabilenin yeni kamp alanına taşır. Kabileden bir gün sonra ancak yeni kamp alanına ulaşmıştır ve kızı ile torunlarının hayatını kurtarmıştır. Kaynak Bilim ve Gelecek, Sayı107, Ocak 2013,
Anasayfa / Edebiyat Kitapları / Şiir Kitapları Ve Gül Ve Ateş Ve Su Hakkında Bilgiler Türü Şiir Kitapları Sayfa Sayısı 59 ISBN 9786257352109 Kapak Ciltsiz Ürün Özellikleri Ödeme Seçenekleri Ve Gül Ve Ateş Ve Su Kısa Özet Sesimde Çürüme Korkusu VardırVe Müstehcen Bir DevrimdirGüz Kamaşmasında Gülün YarasıMevsim Maviye Çalarken Çan EğrisiyleDağların Yürütüleceği Zamana And OlsunSesimin Öfkesinde Ne Dualar GizlidirVe Ölüm Hiçbir Şeye BenzemezkenEski Bir Plak Gibi Dönüp DuranGece Beni Uyutamayan Bir AnnedirVe Gül Ve Ateş Ve Su Hepsi Sendedir
Haberler > Ruhlar Aleminden Zombilere! Şu An Netflix'te Olan Paranormal Konuları İşleyen Diziler - 2025 Netflix çok geniş bir dizi kütüphanesine sahip. Her türden dizilerin boy gösterdiği Netflix'teki korku dizileri neredeyse filmleri sollayacak kadar ürkütücü. Peki, Netflix'teki en iyi paranormal korku dizileri hangileri? 1. The Order 2019-2020 IMDb 6,7Özet Dizide sihir öğreten ve uygulayan gizli bir topluluk olan Mavi Gülün Hermetik Tarikatı'na katılan üniversite öğrencisi Jack Morton takip ediliyor. Jack daha derine indikçe karanlık aile sırlarını ve kurt adamlar ile büyülü karanlık sanatlar arasındaki yeraltı savaşını ortaya çıkarır. Oyuncular Jake Manley, Sarah GreyYönetmen Dennis Heaton 2. The Walking Dead 2010-2022 IMDb 8,2Özet Dizi, zombi kıyametinden kurtulan bir grup insanın zombilerden uzak durarak hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor. Peki, kayıp vermeden nasıl bu savaşı kazanacaklardır?Oyuncular Andrew Lincoln, Norman ReedusYönetmen Frank Darabont 3. Santa Clarita Diet 2017-2019 IMDb 7,8Özet Dizi, Santa Clarita, California'daki banliyö emlakçıları Joel ve Sheila Hammond'u takip ediyor. Sheila fiziksel olarak zombiye dönüştüğünde ve insan eti için can atmaya başladığında, çift bir dizi engelle karşılaşır. Oyuncular Drew Barrymore, Timothy OlyphantYönetmen Victor Fresco 4. Crazyhead 2016 IMDb 7,2Özet Amy ve Raquel, yirmili yaşlarının başlarındaki diğer arkadaşları gibi ergenliklerini yaşamaya ve kendilerini bulmaya çalışırken aynı anda bazı iblisleri ortadan kaldırırlar. Peki bu o kadar kolay mıdır?Oyuncular Cara Theobold, Susan WokomaYönetmen Al Mackay Declan 5. Dark 2017-2020 IMDb 8,7Özet Dizide çocukların kurgusal Winden kasabasından kaybolmaya başlamasıyla, kırık ilişkileri, çifte yaşamları, ve orada yaşayan dört ailenin karanlık geçmişi ve üç kuşağa yayılan bir gizemi ortaya Louis Hofmann, Lisa VicariYönetmen Baran bo Odar 6. Chilling Adventures of Sabrina 2018- 2020 IMDb 7,4Özet 16. doğum günü yaklaşırken Sabrina, ailesinin cadı dünyası ile arkadaşlarının insan dünyası arasında bir seçim yapmak zorundadır. Çizgi romandan uyarlanan dizide Sabrina yarı cadı yarı insan olurken, bir yandan da ailesini tehdit eden kötü güçlerle Kiernan Shipka, Lucy DavisYönetmen Roberto Aguirre-Sacasa 7. Stranger Things 2016-devam ediyor IMDb 8,7Özet 1980'lerde kurgusal Hawkins, Indiana kasabasında geçen dizi, kasabada meydana gelen doğaüstü olaylar arasında genç bir çocuğun ortadan kaybolmasının araştırılmasına Millie Bobby Brown, Finn WolfhardYönetmen Matt Duffer, Ross Duffer 8. The Haunting of Hill House 2018 IMDb 8,6Özet Shirley Jackson'ın Haunting of Hill House ve Henry James'in The Turn of the Screw gibi klasik korku edebiyatından ilham alan dizi, 1992 yazında, Hugh ve Olivia Crain ve çocuklarının yenilemek için Hill House'a taşınmasıyla Carla Gugino, Henry ThomasYönetmen Mike Flanagan 9. Marianne 2019 IMDb 7,4Özet Ünlü bir korku yazarı memleketine döndüğünde, rüyalarına musallat olan kötü ruhun gerçek hayatta da orada olduğunu öğrenir. Arkadaşının annesi aracılığıyla günümüze gelen kötü ruh, şimdi bu genç kadını Victoire Du Bois, Lucie BoujenahYönetmen Samuel Bodin 10. Archive 81 2022 IMDb 7,3Özet Bir kaset koleksiyonunu restore etmek için tutulan bir arşivci, kendisini bir film yapımcısının çalışmalarını ve onun tehlikeli bir tarikata yönelik soruşturmasını yeniden kurgularken bulur. Üstelik kasetlerde karşısına çıkan kadın, ondan yardım Dina Shihabi, Evan JonigkeitYönetmen Rebecca Sonnenshine 11. Curon 2020 IMDb 5,9Özet 17 yıl sonra ergenlik çağındaki ikiz çocuklarıyla birlikte memleketine dönen bir kadın, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Şimdi çocukları karanlık aile mirasıyla hesaplaşmak zorunda kalır. Oyuncular Luca Lionello, Federico RussoYönetmen Ezio Abbate 12. All of Us Are Dead 2022-devam ediyor IMDb 7,5Özet Bir lise, bir zombi virüsü salgını için sıfır noktası olur. Kapana kısılmış öğrenciler çıkış yolu için savaşmalı ya da kuduz bulaşmışlardan birine dönüşmelidir. Fakat en yakın arkadaşları birer birer canavara dönüşünce kimden kaçacaklarını Ji-hu Park, Chan-young YoonYönetmen Lee Jae-kyoo Kim 13. The Mist 2017 IMDb 5,4Özet Küçük bir kasabaya ürkütücü bir sis çöktüğünde, sakinler gizemli sis ve tehditleriyle savaşmalı, ahlak ve akıl sağlığını korumak için mantığını kullanmalıdır. Sis çok tehlikeli olsa da baskı altındaki insanlar da bir o kadar Morgan Spector, Gus BirneyYönetmen Christian Torpe 14. Hellbound 2021-devam ediyor IMDb 6,6Özet İnsanlar ne zaman öleceklerine dair tahminler duymaya başlarlar. İlk başta bu bir söylenti olsa da ölüm zamanı geldiğinde önlerine bir ölüm meleği çıkar ve onları öldürür. Peki bu canavar nereden geliyor?Oyuncular Yoo Ah-in, Kim Hyun JooYönetmen Yeon Sang-ho 15. Paranormal 2020 IMDb 8,0Özet 1960'larda geçen, gizem ve gerilimle dolu dizi, kendisini bir dizi doğaüstü olayla karşı karşıya bulan bekar bir hematolog olan Doktor Refaat İsmail'in maceralarını Razane Jammal, Nick ShakoourYönetmen Amr Salama Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇
Kimya ayt konu anlatımı, Kimya tyt konu anlatımı , Kimya yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Kimya Bilimi hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz.. Kimya Bilimi Simyadan Kimyaya Kimya Disiplinleri ve Kimyacıların Çalışma Alanları Kimyanın Sembolik Dili Kimya Bilimine Katkı Sağlayan Bilim İnsanları Simyadan Kimyaya Simya Basit metalleri altına çevirme, şifa ve ölümsüzlük iksirini bulma uğraşlarına simya alşimi, bu işle uğraşanlara simyacı alşimist denir. Simyacıların en büyük iki amacı ; – Felsefe taşını yapmak – Felsefe taşı hem metalleri altına çevirebilecek, hem de ölümsüzlük iksirinin bulunmasını kolaylaştıracaktı. Ab-ı Hayat adını verdikleri bir suyun hayaline inanarak yeni maddeler bulma peşine düşmüşlerdir. Simyacıların Kullandığı Teknikler – Kavurma – Çözme – Yakma – Fırınlama – Damıtma – Süblimleştirme – Süzme – Mayalandırma Kullanılan Araç – Gereçler – İmbikler damıtma için – Potalar eritme için – Fırın ısıtma için – Kaplar saklamak için Özetle Simya Bilim dalı dayalıdır. Teorik bir temele dayanmaz. Sistematik bilgi birikimi içermez. Bilgi birikimi oluşmamıştır. Kimya Disiplinleri ve Kimyacıların Çalışma Alanları Kimya bilimi; maddelerin yapısını, özelliklerini ve birbirleri arasındaki etkileşimleri inceleyen bilim dalına kimya denir. Bu nedenle kimya madde bilgisi olarak da adlandırılır. Kimya bilimi tarım, tıp, metalürji, arkeoloji ve gıda gibi birçok bilimle ortak çalışmalar yürütmektedir. Bu da kimyanın birçok alt alanlarının oluşmasını sağlamıştır. Kimya Disiplinleri Analitik Kimya Kimyasal bileşiklerin tanınması ve miktarlarının belirlenmesi işlemlerini kapsayan kimya disiplinidir. Biyokimya Canlı organizmaların kimyasal yapısını ve bu yapıda meydana gelen kimyasaldeğişiklikleri inceleyen kimya disiplinidir. Fizikokimya Sıcaklık, basınç, derişim çözeltilerde birim hacimdeki madde miktarı gibi fiziksel faktörlerin kimyasal tepkimelere etkilerini inceleyen kimya disiplinidir. Polimer Kimyası Çok sayıda küçük birimin monomerbirbirine eklenmesiyle oluşan büyük molekülleri polimer inceler. Anorganik Kimya Organik olmayan bileşiklerin yapılarını, özelliklerini ve tepkimelerini inceleyen kimya disiplinidir. Organik Kimya Karbon C bulunduran bileşiklerin yapılarını, özelliklerini ve tepkimelerini inceleyen kimya disiplinidir. Endüstriyel Kimya Endüstride sanayide kullanılan ham maddelerin imalatıyla ilgilenir. Kimyacıların Çalışma Alanları Kimya bilimi oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Ancak bu alanda çalışan meslekler genel olarak birkaç başlık altında toplanabilir. Bu mesleklerden bazıları aşağıda kısaca tanıtılmıştır. İlaç Tıbbın gelişmediği dönemlerde insanlar bitkilerden ilaç elde etmişlerdir. İlaç canlı hücre üzerinde değişiklik meydana getiren kimyasal maddedir. Canlılarda hastalıkların teşhisi, tedavisi ve önlenmesini sağlayan ilaçlar Famasötik kimyanın konusudur. Gübre Bitkilerin beslenmesi için gereklidir. Bitkiler N, P, K, Ca, Mg, S…gibi elementlere ihtiyaç doğar. Gübre sanayisinde çalışan kimyacılar toprak ve bitki analizi yaparak toprağın yapısında eksik olan ve bitkinin ihtiyaç duyduğu mineralleri tespit ederek çiftçilere tavsiyede bulunurlar. Kimyacılar biyokimya, biyoloji, ziraaat gibi birçok alanda uzman kişilerle işbirliği içerisindedir. Petrokimya Ham petrolün işlenmesi ile elde edilen kimyasal maddelerle ilgilenen endüstri koludur. Üretilen bu ürünler; sentetik elyaflar, temizlik malzemeleri, boyalar,ilaç,araba lastiği,plastik gibi ürünlerde hammadde olarak kullanılır. Kimyacılar petrokimya tesislerinde ve petrol ürünleri işleyen fabrikalarda petrol ürünlerinin elde edilmesi sürecinde rol alırlar. Arıtım Bir ürünün saflığını bozan maddeleri ayırma işlemidir. Arıtım işlemleri başta su arıtımı olmak üzere petrol rafineri ve metalurji gibi birçok alanda yapılmaktadır. Arıtımda elektroliz, ayrımsal damıtma, kristallendirme, süzme, ters osmoz gibi çeşitli fiziksel ve kimyasal ve biyolojik yöntemler kullanılır. Kimyacılar arıtım yapılacak maddeleri analiz ederek uzaklaştırılması gereken kimyasal maddeleri tespit edip uygun arıtım yöntemleri önerirler. Hatta araştırmalar yaparak yeni kimyasal arıtım yöntemleri de geliştirirler. Ahşap İşleme Ahşap işleme, malzeme üzerine yapılan bir çizimin özel kesici aletlerle kesilmesi veya yontulması ile elde edilme sanatıdır. Ahşap malzeme doğal haldeyken, fiziksel, kimyasal, mekanik, biyolojik faktörlere karşı dayanıklı değildir. Boya ve vernik gibi kimyasal maddeler ahşap malzemeleri korumaktadır. Ahşap malzemenin korunması, dayanıklılığının artırılmasına yönelik çalışmalar kimyacıların çalışma alanına girmektedir. İşleme Eski çağlarda kullanılan bitkisel ve hayvansal doğal boyaların yerini yapay boyalar almış ve boya sanayisinde hızlı gelişmeler olmuştur. Herhangi bir cisme renk vermek için veya koruma amaçlı olarak uygulanan kaplamaya boya denir. Boyalar özelliklerine göre karıştırılan farklı kimyasallardan oluşur. Bu kimyasallar çözücüler, boyanın yüzeye tutunmasını sağlayan bağlayıcılar ve renk verici pigmentlerdir. Boya sektöründe görev alan kimyacılar sağlık açısından daha az zararlı kimyasallar kullanarak dayanıklı boya üretimi için çalışmalar yapmaktadır. Tekstil Tekstil kimyası kimyanın özelleşmiş bir uygulama alanıdır. İplik hazırlanmasından konfeksiyona kadar yapılan işlemleri kolaylaştırmak ve daha kaliteli ürün elde etmek için kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Tekstil malzemeleri kıyafetlerde, halılarda, dikiş ipliklerinde döşemecilik gibi birçok ürün yapımında kullanılmaktadır. Bu malzemeler üretimi ve sentezlenmesinde organik kimyadan faydalanılmaktadır. Kimyanın Sembolik Dili Element Aynı proton sayısına sahip tek tür atomlar topluluğuna element denir. – Tek tür atomdan oluşur. – Saf maddedir. – Homojendir. – Belirli koşullarda erime noktası ve kaynama noktaları sabittir. – Belirli koşullarda yoğunlukları sabittir. – Kimyasal ve fiziksel yöntemlerle daha basit maddeler ayrıştırılamazlar. – Sembollerle gösterilir. – Helyum, oksijen, azot gibi çok az element doğada element halinde bulunur. Elementlerin çoğunluğu doğada bileşikleri halinde bulunurlar. Bu tür elementler kimyasal yöntemlerle bileşiklerinden elde edilirler. – Atomik yapılı olanları olduğu gibi molekül yapılı olanları da vardır. Bileşik Farklı elementlerin belirli oranlarda, Özelliklerini kaybederek bir araya gelmesiyle oluşan saf maddelere bileşik denir. – Saf ve homojen hâl değişimi hariç maddelerdir. – Belirli ayırt edici özellikleri vardır erime, kaynama noktası, yoğunluk gibi. – Fiziksel yöntemlerle ayrıştırılamaz, kimyasal yöntemlerle ayrıştırılabilirler. – Bileşikler formüllerle gösterilir. – Bileşiği oluşturan elementler arasında belirli bir oran vardır. Örneğin suda hidrojen atomunun oksijen atomuna oranı 2/1’dir. – Bileşikler kendisini oluşturan bileşenlerin özelliklerini göstermezler. Kimya Bilimine Katkı Sağlayan Bilim İnsanları Empedokles Yunanlı simyacı ve filozof olan Empedokles her şeyin dört elementten oluştuğunu önermiştir. Bu elementler toprak, hava, ateş ve sudur. Bu elementlerin yanında sevgi ve nefret olarak iki kuvvetin her şeyin temelini oluşturduğunu öne sürmüştür. Demokritos Demokritos, bir maddeyi sürekli küçük parçalara bölme işleminin sonsuza dek sürdürülemeyeceği düşüncesinden yola çıkarak maddelerin çok küçük taneciklerden oluştuğunu ve bu taneciklerin bölünemez olduğunu savunmuştur. Bölünemez taneciklere “atom” adını vermiştir. Demokritos atomları sert, bölünemez ve sürekli hareket hâlinde olan yapılar olarak düşünmüştür Câbir bin Hayyan Kufe de eczacı bir babanın çocuğu olarak doğmuştur. Abbasi Halifesi Harun Reşidin sarayında yaşamıştır. Başta Kimya olmak üzere, Tıp, Eczacılık, Metalurji, Astronomi, Felsefe, Fizik ve Mekanik alanlarında çalışmalar yapmıştır. En önemli özelliği deneycilik olan Cabir bin Hayyan kimya ilminin hem deneysel hem de teorik olarak gelişmesine yardımcı olmuştur. Dünyada ilk kimya laboratuvarını kuran alim olarak tarihe geçmiştir. Kimya ilmine kazandırdığı teknikler; eritme, buharlaştırma, süzme, arıtma, süblimleştirme. Günümüzde damıtmada kullanılan imbik düzeneğini ilk kez bulan bilgindir. Ebubekir er-Râzi Orta Çağ’ın önemli bir diğer kimyacı / simyacısı Ebubekir er-Râzi’dir Ebubekir er-Râzi, elementlerin modern anlamda sınıflandırılmasının temellerini atmıştır. Etil alkolü sentezlemiş formik asidi elde etmiştir. Ebubekir er-Râzi, atom felsefesi üzerinde çalışmalar yapmıştır. Farklı organik maddeleri damıtarak çeşitli yağlar, tuzlar ve boyalar elde etmiştir. Demir gibi erime noktası yüksek metallerin eritme işlemi ile ilgili araştırmalar da yapmıştır. Aristo Aristo’ya göre maddelerin özellikleri dört elementle hava, ateş, toprak ve su ilgiliydi. Özellikleri değiştirilirse bir element, diğer üç elemente dönüşebilirdi. Örneğin hava nemli ve sıcak, su ise nemli ve soğuk olma özelliklerine sahiptir. Bu durumda hava elementinin sıcak olma özelliği, soğuk olma özelliğine çevrilirse hava, su elementine dönüşmüş olur. Dört element, doğadakilerle özdeş olarak görülmemiştir. Örneğin deniz suyu, su elementiyle aynı değildir. Ancak deniz suyu, su elementini fazla oranda içerir. Aristo’nun maddeyle ilgili dört element açıklaması sonucunda Demokritos’un atom düşüncesi hâkimiyetini yitirmiştir.
Kraloyunskor Hakkında Ücretsiz çevrimiçi oyunlar oynayabileceğiniz oyun siteniz hoş geldiniz. Kral oyun skor, yüksek kaliteli ücretsiz çevrimiçi oyunlardan oluşan geniş bir koleksiyona oyunları, macera oyunları, Ateş ve su Oyunları, çok oyunculu oyunlar, bulmaca oyunları, yarış oyunları, beceri oyunları, spor oyunları ve daha eğlenceli oyunlar dahil olmak üzere her gün yeni ücretsiz oyunlarla dolduruyoruz.
bilişim konuları ateş ve su