🦮 Uzayla Ilgili Araştırma Yapan Bilim Adamları

GN9C. Gökyüzü ve uzayla uğraşan bilim adamları kimlerdir?“Yıldız bilimci” sözcükleri bu sayfaya yönlendirilmiştir. İncil’deki Yıldız bilimciler için, Müneccim Krallar sayfasına bakınız. Astronom, astrofizikçi ya da gök bilimci, astronomi ya da astrofizik üzerine araştırmalar ve çalışmalar yapan bilim öncesi çağlardan bu yana gökyüzü, dünyanın her yerindeki kültürlerden insanların ilgisini çekmiştir. Bu kültürlerden bazıları, birbirinden bağımsız olarak, gökyüzündeki cisimlerin gözlemlenmesine kendini adamış olan katip veya rahiplere destek vermeye başlamışlardır. Gezegenlerin hareketlerinin gözlemlenmesi ve gelecekteki hareketlerinin tahmini antik astronominin başlıca uğraşı olmuştur. Batıda, astronominin antik Mezopotamya’da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Babil kayıtları üzerine yakın zamanda yapılan araştırmalar, bunların kusursuz olduğunu 1750’lerden önce, astroloji ile astronominin birbirine çok yakın kabul edildiğinin anlaşılması önemlidir. Kimi yer ve zamanlarda, bu ikisine aynı gözüyle bakılmıştır. Diğer pek çok bilim alanında çalışan kimselerden farklı olarak astronomlar, üzerinde çalıştıkları cisimlerle temas kuramaz. Bunun yerine, keşif yapmak için detaylı gözlemlere başvururlar. Genel olarak astronomlar, gözlem yapmak için teleskop ya da diğer görüntüleme ekipmanları kullanmaktadırlar. Başa dön tuşu Uzun yıllardır araştırmalar yapılsa da uzay, hala insanlık için en büyük merak konularının başında geliyor. Her geçen daha uzak noktalarını gördüğümüz, daha büyük gizemlerini çözdüğümüz uzay hakkında 10 bilgiyi derledik. Dünya'nın evrendeki bir toz tanesi olduğunu öğrendiğimiz günden bu yana, pek çok şeyin merkezinde olmadığımızı anladık. İnsan egosunun aldığı en ağır derslerden birisi, bir parçası olduğumuz uzayın derinliklerinden gelmişti. Bu ders, gardımızı düşürmek yerine daha çok meraklanmamızı sağladı. Merak, bilimsel ögelerle karmanlandığında ortaya gerçekten de farklı dersler alabileceğimiz şeyler çıkardı. Bugün sizin için uzay hakkında birbirinden öğretici 10 bilgiyi derledik. Umarız, keyif alarak okursunuz. 1- Samanyolu Galaksisi nasıl kokuyor, tadı neye benziyor? Bilim adamları, Samanyolu Galaksisi'ni araştırırken buldukları bir madde sayesinde, bu ilginç soruların cevabını vermiş oldular. O madde, “Ethyl Formate” olarak adlandırıldı, evrenin her köşesinde bulunacağı tespit edildi. Tadının frambuaza benzediği, kokusunun da alkollü bir içki türü olan romu andırdığı söyleniyor. Kaynak IFLScience 2- Uzaya gönderilen ilk canlı neydi? Uzaya gönderilen ilk canlı, yaygın bilginin aksine maymun ya da köpek değil, meyve sinekleriydi. Meyve sinekleri, 1947 yılında ABD tarafından Alman yapımı V-2 füzelerle, uzayın canlılar üzerindeki etkilerini gözlemlemek için uzaya gönderildiler. Gönderilen canlının meyve sineği seçilmesinin en büyük nedeni, hastalıklar ve gen bakımından insan ile benzerlik göstermeleriydi. Kaynak How Stuff Works 3- Kara delik varsa neden "beyaz delik" yok? Aslında var Kara deliklerin keşifleri yakın tarihte yapılmışken, acaba "beyaz delik" var mıdır sorusu birilerinin aklına gelmiş olacak ki, bunun hakkında matematiksel fikirler üretmiş. Bilim adamlarına göre beyaz deliklerin, henüz hiç keşfedilmemiş olmasına rağmen, matematiksek olarak var olma ihtimalleri bulunuyor. Kaynak Nautil 4- Ay yüzeyine ulaşan ilk uzay aracı “Apollo 11” miydi? Cevap hayır. Uzaya yolculuk konusunda ABD ile Rusya arasında hep bir çekişme olmuştur. Ay'a yolculuk konusunda da iki devlet büyük bir yarış içindeydiler. İki ülke de defalarca başarısız deneme yaptı. Ardından Rus yapımı Luna-2 roketi, Ay yüzeyine ulaşan ilk uzay aracı olmayı başardı. Başardı başarmasına ama büyük bir sorunla birlikte. Luna-2 Ay yüzeyine yüksek hızla çarparak infilak etti. Bu yüzden “Apollo 11” ilk başarılı yolculuk olarak ün kazandı. Kaynak EDN 5- ABD ile Rusya, ne zamandır birlikte çalışıyor? ABD ve Rusya uzay konusunda hep özgün ve milliyetçi bir yarış içindeydiler. Oysa ki bunun insanlık için yapıldığı, güçlerin birleşmesi durumunda çok daha hızlı ilerleneceği fikri başlarda kimsenin aklına gelmemiş gibiydi. Tarihte bilinen ilk ortak çalışma, 1995 yılında yapıldı ve ABD’nin “Atlantis” isimli mekiği, bir Rus uzay istasyonuna iniş yaptı. Kaynak NASA 6- Keşfedilen ilk gezegen hangisiydi? Modern zamanda yapılan gözlemlerde artık uzayın derinliklerine kadar inebiliyorken, gökyüzünü keşfeden ilk bilim adamlarının çalışmaları çok eskilere dayanıyor. Keşfedilen ilk gezegen, 1781 yılında Uranüs oldu. Dünya’ya olan uzaklık açısından, Neptün’ün sonra gelen Uranüs’ün ilk keşfedilen gezegen olması da hayli ilgi çekici. Kaynak Cornell Astronomy 7- Güneş Sistemi'ndeki her gezegenin bir uydusu var mıdır? Güneş Sistemi, içindeki birçok gezegenin Dünya-Ay’ ilişkisi gibi uydusu bulunuyorken, yalnızca iki gezegenin uydusu bulunmuyor. Bu iki gezegen, Güneş’e bizden daha yakın konumda bulunan Merkür ve Venüs. Kaynak NASA Space Place 8- Dünya’dan ayrılan kaç kilometre sonra uzayda olur? Dünya ve Uzay arasındaki sınır, insanlar tarafından 100 km olarak belirlenmiş. 'Karman Line' adı verilen hat ile yerden 100 km yukarıya çıktığınızda artık uzaydasınız demektir. Kaynak FAI 9- En çok uydusu olan Güneş Sistemi gezegeni hangisi? Güneş Sistemimizde, uydusu en çok olan gezegen Jüpiter olarak biliniyor. Bilim adamlarına göre, Jüpiter'in şu ana kadar keşfedilen 79 tane uydusu bulunuyor. Kaynak Go-Astronomy 10- Evrende bilinen en yüksek dağ hangisi? Keşfedilen en yüksek dağ, Mars’ta bulunan “Olympus Mons” dağıdır. Dünya’nın en yüksek dağı olan Everest’in 3 katı büyüklüğündedir. Kaynak SPACE Uzay hakkında daha fazla bilgi sunmaya devam edeceğiz, bizi takip etmeye devam edin Tarihi Eylül 27, 2019 0856Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansında NASA görevli Türk bilim adamı Dr. Umut Yıldız, Mars gezegeniyle ilgili bilinmeyen pek çok nokta olduğunu belirterek, "Şu anda Dünya'yı bile neredeyse tanımıyoruz, okyanusların altını bilmiyoruz, Dünya'mızın çekirdeğinde neler var, iç yapısını hala araştırıyoruz. Aynı şekilde daha Dünya'mızı bile tam anlamıyla bilmediğimiz gibi Mars hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Sadece yavaş yavaş bilgi üstüne eklenecek." Uludağ Üniversitesi BUÜ Astronomi Topluluğu ile Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezince BTM düzenlenen "Derin Uzayda Bilim" konulu söyleşiye katılan Yıldız, NASA ve uzay çalışmaları hakkında değerlendirmelerde dışında yaşam olup olmadığını araştırdıklarını anlatan Yıldız, şöyle devam etti"NASA'nın uzaylı ya da UFO varlığına dair herhangi bir açıklaması yok. Saklayacak da herhangi bir şey yok çünkü NASA'nın zaten öğrenmek istediği en önemli konulardan biri, Dünya'mız dışında herhangi bir gezegende yaşam var mı? Bu o kadar önemli bir soru ki bununla alakalı bilim insanları çalışıyor, araştırmalar yapılıyor, milyarlarca dolar aktarılıyor. Jüpiter'in uydusu Europa'da, Satürn'ün uydusu Titan'da bile ufacık bir mikrop bile bulsak, bizim için çok büyük bir şey olacak. Sırf bunun için milyarlarca dolar harcanıyor. Bunu bile bulmak için bu kadar araştırmalar ve masraflar yapılırken bir şeylerin bulunup saklanması mümkün değil. Zaten bulunmuş olsa ilk yapılacak şey, bunun bütün dünyaya duyurulması olacak. Bunu bekliyoruz zaten, bir yerden bir adım, küçük bir sinyal bile alsak, herhangi bir uydudan ya da Mars'tan bir yaşam fosili olabilir, atmosferinde ya da yerinde yaşamış ama ölmüş bir şeyin fosilini bile bulmuş olmak bizim için çok önemli.""Mars insanların hedef noktası"Yıldız, ABD tarafından "Kızıl Gezegen" Mars'a insan göndermek için çalışmalar yürütüldüğünü Dünya'ya en yakın, insanların gidebileceği ve yaşayabileceği en muhtemel gezegen olduğu için insanlığın hedef noktası olarak görüldüğünü önce Mars'ın yüzeyini, derinliklerini ve atmosferini araştırmak için birçok robot gönderildiğine dikkati çeken Yıldız, "Tabii bir noktadan sonra 'Ne zaman insan gidecek?' denilmeye başladı ve çalışmalar bir nevi o yönde ilerliyor. ABD biraz hedefini değiştirdi; 'Önce Ay'a, sonra Mars'a gidelim' diye bir proje başlattı. Umuyorum ki bu şekilde de hedefler daha ileri bir noktaya gidebilir." ifadelerini Umut Yıldız, Mars ile ilgili bilinmeyen pek çok nokta olduğunu belirterek, şöyle devam etti"Şu anda Dünya'yı bile neredeyse tanımıyoruz, okyanusların altını bilmiyoruz, Dünya'mızın çekirdeğinde neler var, iç yapısını hala araştırıyoruz. Aynı şekilde daha Dünya'mızı bile tam anlamıyla bilmediğimiz gibi Mars hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Sadece yavaş yavaş bilgi üstüne eklenecek. İnsanlar bazı şeyleri robotlardan daha hızlı yapabiliyor, o anda daha farklı düşünebiliyor ve farklı reaksiyonlar verebiliyor. Bir insan gittiğinde bir robotun yapacağı bilimsel deneyden daha hızlı ve daha farklı deneyler yapabiliyor. O nedenle insan gittikten sonra daha fazla şey öğrenebileceğimizi düşünüyorum. İnsan yapısı, metabolizmasının Mars'ta nasıl davranacağına dair şu anda hala bir şey bilmiyoruz. Fikrimiz var ama henüz insan gitmediği için ne olacak bilmiyoruz. Mars'taki koşullar o kadar zor ki bunlara uygun şeyleri üretmek, Dünya'daki koşullara uygun şeyleri de geliştirmeye yardım edecek. Çok sıcak, çok soğuk ya da Mars'ta çok yüksek radyasyon var, bu radyasyondan korunma yöntemlerini belki Dünya'da da kullanabileceğiz. Bu tür çalışmaların gelecekte bizim hayatımıza da çok büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum."Yıldız, Türkiye Uzay Ajansının kurulmasına da değindi. Kurumun faaliyete geçmesinin Türkiye için çok önemli olduğuna işaret eden Yıldız, "En büyük isteğim ve beklentim özellikle Türkiye'de uzay konusunda çalışan insan sayısının artması. Genç arkadaşlarımız gelecekte uzayla ilgili işler yapmaya başladığında bilim, mühendislik ya da herhangi bir dalda insan sayısı artar, talep artar. Böyle olunca da Türkiye'nin uzaya yaklaşması hatta içine girmesi çok daha kolaylaşacaktır. Böylelikle de Türkiye Uzay Ajansı gerçek misyonunu yerine getirecektir." diye konuştu. Üniversiteye hazırlanan adaylar için, Astronomi ve Uzay Bilimleri hakkında çeşitli kaynaklardan en yeni bilgileri derledik. Astronomi ve Uzay Bilimleri mesleğine karar vermeden önce bu bilgileri göz önünde bulundurmanın yararlı olacağını düşünüyoruze-okul Astronomi ve Uzay Bilimleri Genel Tanım Uzaydaki gökcisimlerinin nitelik ve nicelik bakımından özelliklerini, konumlarını, hareketlerini araştırıp incelemeler yapabilecek ve ileri teknolojinin bu çalışmalarda kullanımını gerçekleştirebilecek nitelikteki teknik insan gücünü yetiştirmeyi amaçlayan bir programdır. Astronomi, astronometri ve astrofizik olmak üzere iki anabilim dalına ayrılır. Astronometri, evrendeki gök cisimlerinin hareketlerini, genel özelliklerini ve konumlarını incelerken, astrofizik ise gökcisimlerini fiziksel özellikleri bakımından inceler. Faaliyet Alanları Astronomlar kısıtlı sayıdaki rasathanelerde çalışabilecekleri gibi çeşitli kurumlarda bilgisayar programcısı olarak, bilgisayar programlarının yazılımı ile ilgili görevleri yürütebilmekte, Meteoroloji Genel Müdürlüğüne bağlı gözlemevlerinde çalışabilmektedirler. İş Bulma Olanakları ve Kazanç Durumu Ülkemizde uzay teknolojisi henüz gelişmemiş olduğundan bu bölüm mezunlarının çok cazip iş bulma olanakları yoktur. Mesleğin Gelecek 10 Yıldaki Durumu Bu mesleğin iş olanakları ülkemizde uzay teknolojisinin gelişmesi ile birlikte paralellik gösterecektir. Bu Mesleği Seçenlerde Ne Gibi Nitelikler Olmalı Fen bilimleri özellikle astronomiyle ilgili ve bu alanda başarılı olması Dikkatli, sabırlı olması Araştırma, planlama ve uygulama yeteneğine sahip olması Teknolojiye karşı ilgili olması Hızlı sayısal düşünme gücü ve zihinsel yetenek sahibi olması gerekir. ASTRONOMİ VE UZAY BİLİMLERİ MF–1 ÜNİVERSİTE ADI Öğretim Şekli 2009 TABAN PUAN 2009 0,8 BAŞ SIRA 2010 TAHMİNİ P. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ 263,451 192,000 398,642 ANKARA ÜNİVERSİTESİ 260,833 204,000 394,681 EGE ÜNİVERSİTESİ İZMİR 255,255 230,000 386,241 ERCİYES ÜNİVERSİTESİ KAYSERİ 242,946 292,000 367,615 ANKARA ÜNİVERSİTESİ İÖ 247,483 269,000 374,480 Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Hakkında Bilgi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Mesleği İş İmkanları, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Taban Puanları 2015 – 2011, Astronomi ve Uzay Bilimleri Çalışma Alanları ve Koşulları Şartları, Astronomi ve Uzay Bilimleri Kazanç Durumu, Astronomi ve Uzay Bilimleri Mesleği Çalışma Koşulları – Şartları, Astronomi ve Uzay Bilimleri Mesleği İş Alanları, Astronomi ve Uzay Bilimleri Mesleği Maaşları, Astronomi ve Uzay Bilimleri Mesleği Özellikleri ve Zorlukları, Astronomi ve Uzay Bilimleri Mesleğinin Geleceği, Astronomi ve Uzay Bilimleri Meslek Rehberi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Mezunları Ne İş Yapar, Astronomi ve Uzay Bilimleri Tercih Edilir mi Bu Bölüm Hakkındaki Düşüncelerinizi Aşağıdaki Yorum Aracılığıyla Hemen Paylaşabilirsiniz Haberler > Şaşırmaya Hazır Olun! Karşınızda Uzayla İlgili Aklınızı Başınızdan Alacak 17 Bilgi - 0009 Uzay hakkında neredeyse her gün birçok teori ortaya atılıyor ve bu konuda yapılan araştırmalar ve gelişen teknoloji sayesinde birer birer kanıtlanıyor...Teleskoplar uzayın derinliklerini görebileceğimiz yakınlığa getirirken, gelişen teknoloji ile geliştirilen yeni teleskoplar, çok daha uzak mesafeleri görmemize olanak sağlıyor. Yine de içinde yaşadığımız bu evrenin büyüklüğüyle ilgili kesin bir bilgi yok. Ama son kaynaklara göre Buzzfeed'den derlediğimiz uzayla ilgili kanıtlanmış, hesaplanmış ya da gözlemlenmiş 17 bilgi aklınızı başınızdan alacak! Kaynak 1. Dünya'dan Güneş tutulmalarını gözlemleyebilmemizin nedeni, Güneş’in Ay'dan 400 kat büyük olmasına rağmen Ay’ın Dünya'ya Güneş'ten dört yüz kat yakın olması. Bu müthiş oran sayesinde Güneş tutulması sırasında Ay tamamen Güneş'i kapatabiliyor. Ama Ay'ın yörüngesini değiştirmesi sebebiyle 50 milyon yıl içinde, günümüzde olduğu gibi tam olarak kapatamayacak. 2. Güneş, Güneş Sistemi'nin kütlesinin% 99'undan fazlasını oluşturuyor. Güneş Sistemi'nin geriye kalan %1’lik dilimi; sekiz gezegen ve bu gezegenlerin kendi küçük uyduları, kuyruklu yıldızlar, asteroitler ve Güneş'i çevreleyen çeşitli toz ve gazlardan oluşuyor. Ve tabii statüsü oldukça karışık olan, Plüton’da %1’lik dilimin içinde. 3. Güneş'in ortalama bir kapı boyutlarında olduğunu düşünürsek, Dünya bir kuruş boyutunda olurdu. Dünya Güneş'in yanında o kadar küçük ki… Güneş'in içine bir milyondan fazla Dünya sığabilir. 4. Satürn gibi halkalara sahip bir göktaşı var. Chariklo etrafında iki buza benzer yapıda halkası olan 'küçük bir nesne' dir. 247 kilometrelik eniyle Satürn ve Uranüs arasında bir yörüngede dolaşır. 5. Dünya'nın iki katı büyüklüğünde elmastan oluşan bir gezegen var. ’’55 Cancri e’’ olarak bilinen Süper Dünya’, grafit ve elmaslarla kaplı. 6. Jüpiter ve Satürn’de yağmur olarak elmaslar yağar. BBC’ye göre yıldırım fırtınaları metanı karbona dönüştürür. Karbon düşerken katılaşır; grafite ve daha sonra elmasa dönüşür. 7. Yatay olarak cam yağan bir gezegen olduğunu da söylemeden geçmeyelim. 2013 yılında, Hubble teleskobu, Dünya'ya fazlasıyla benzeyen mavi bir gezegen keşfetti. Farklılıkları sadece o gezegenin 1000 derece sıcaklığında olması ve 6920 km’lik bir hızla yatay olarak cam yağması. 8. Uzayın tamamı neredeyse tamamen sessiz. Uzayda kimse sizin çığlığınızı duyamaz. Kimse hiçbir şey duyamaz. Bazı titreşimler ve ses dalgaları olsa da insanların duyabileceği bir frekansta değil. 9. Satürn’ün uydularından birinin şekli cevize benziyor. Çünkü bu uydu, Satürn’ün halkalarından bazılarını kendine almış. Pan adlı bu uydu, Satürn’ün halkalarından kopan parçaları kendine çekmiş. Bilim insanları 2007 yılında bu teoriyi ortaya atsa da bu teori ilk defa 2017 yılının Mart ayında fotoğraflanmış ve söz konusu teori doğrulanmış. 10. Güneş Sistemi'ndeki en büyük göktaşının çapı 539 kilometre. Adı Vesta! Manhattan’ın yaklaşık 25 katı… 11. Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenler Ay ve Dünya arasına sığabilir. Hatta 8030 kilometrelik bir alan da boş kalır. 12. Mars’ta sadece robotlar yaşıyor. Şu anda Mars’ta tam 6 tane robot var. Hep 'Marslı Marslı' diye bahsettiklerimiz aslında bizimkiler! 13. Dünya'mızdaki ağaç sayısı, galaksimizdeki yıldız sayısından daha fazla. Dünya'mızda en son bilgilere göre 3 trilyon ağaç var. Galaksimizde ise 100-400 milyar yıldız var. 14. Fakat tüm evrende, Dünya'daki tüm kum tanelerinden daha fazla yıldız var. Toplam kaç yıldız var tahmin etmek fazlasıyla zor, çünkü evrenin ne kadar büyük olduğu bilinmiyor. Ama bilim insanlarının tahminine göre yaklaşık yıldız sayısı 1,000,000,000,000,000,000,000,000 . 15. Mars’taki Olympus Mons dağının kapladığı alan o kadar büyük ki, zirvesindeki bir gözlemci, bir dağın tepesinde durduğunu fark edemez. Çünkü dağın eğimi, gezegenin kendi kavisi nedeniyle görünemez durumdadır. Olympus Mons, Güneş Sistemi'ndeki en yüksek dağ. Tabanı, Arizona eyaleti kadar büyük ve 25 km yüksekliğinde. Yani Dünya'nın en yüksek dağının yüksekliğinin yaklaşık üç katı. 16. Venüs'te bir gün, Venüs’te bir yıldan daha uzun. Venüs’ün kendi etrafında dönmesi 243 Dünya yılı sürerken, Güneş’in etrafındaki tam tur dönüşü 225 Dünya günü sürüyor. 17. Ay'a iniş sırasında oluşan bot izleri, milyonlarca yıl sonra da duruyor olacak. Ay’da rüzgâr ya da su erozyonu olmadığı için meteor gelip izin üstüne düşmediği sürece, izler sonsuza dek orada kalacak.

uzayla ilgili araştırma yapan bilim adamları