🐻 Arapça Haber Çeşitleri Konu Anlatımı
Arapçayasıfırdan başlamak isteyenler, yıllardır Arapça çalıştığı halde bir türlü konuşamayanlar, Arapçada artık boşuna kürek çektiğini düşünmeye başlayanlar. Evinizde, işyerinizde, kursa gitmeden, sıkılmadan, bunalmadan, en kolay metodlarla Arapça öğrenebilirsiniz. Üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin
Kuranı Kerim'in 55. suresi olan Rahman suresi 78 ayetten oluşur. Okunması pek çok fayda ve fazilet sağlayan Rahman suresi, bizzat Hz.
SitemizeNasıl mp3 Eklenir Resimli Anlatım. Bu bölüm Genel islâm Forumu bölümü ile alakalı Yorum analiz ve Serbest konuları paylaşacağınız alandır. 673 Konular 2.5K Mesajlar. 673 Konular 2.5K Mesajlar. Yorum Dijital Çağ Ve İnsan. 24 Haz 2022; Eylül Başak; SP HABER MERKEZİ & GENEL GÜNDEM. Haber Merkezi . Güncel
Dininetkisi ağır bastığından şiirlerde Arapça ve Farsça tasavvuf terimleri de sıklıkla kullanılmıştır. Söz sanatlarına çok fazla yer verilmemiştir. Şiirlerin çoğu ezgilidir. İlahi, nefes, deme, şathiye, devriye, nutuk tekke edebiyatının başlıca nazım türleridir. Tekke (tasavvuf) edebiyatı nazım türleri hakkında detaylı bilgi için TIKLAYINIZ
Teşbih heyecana bağlı bir sanattır, bir mecaz sanatı değildir. Çünkü sözcükler gerçek anlamlarında kullanılır. Sanatkâr kendisini etkileyen bir olay veya varlık karşısında heyecanlanır, bu heyecânını daha kuvvetli ve tesirli anlatabilmek için, o ruh halini okuyucuda daha iyi canlandırabilecek benzetmeler yapma yoluna gider.
Taklitve hikâye anlatım tekniklerini başarı ile birleştiren dramatik bir anlatım sanatıdır. 20. yüzyılda özellikle Münir Özkul, Erol Günaydın, Gazanfer Özcan, Tekin Akmansoy gibi usta isimlerle yaşatılmaya çalışılan bu sanat, geleneksel Türk
DEPREMTÜRLERİ : Depremler oluş nedenlerine göre değişik türlerde olabilir. Levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle "TEKTONİK" depremler olarak nitelenir ve bu depremler çoğunlukla levhalar sınırlarında oluşurlar.Teknotik depremlerin etki alanı çok geniştir. Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer.
a İngiltere: İngiltere, savaşın sonunda imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaştı. 1929-1930 dünya ekonomik buhranı büyük ölçüde İngiltere’yi de etkisi altına aldı. 1922 yılında bir ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı ve 1949′da İrlanda Cumhuriyeti kuruldu.
Konu yazarın kendi ağzından veya kahramanın ağzından anlatılır. Özellikle durum öykülerinde zaman açık olarak belirtilmez, sezdirilir. Hatta bu tür öykülerde zaman belli bir düzen içinde de olmayabilir. Olayın ve durumun son bulmasından başlayarak olay ya da durumun başına doğru bir anlatım ortaya konabilir. d- Kişiler: Hikâyede az kişi vardır.
BilgiyelpazesiCom bilgi eğitim öğretim konu anlatım yazılı soru bankası testler kaynaklar eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Türkçe dersi ile ilgili konu anlatımlar > kelime türleri, sözcük türleri ile ilgili konu KİPLER ÇEŞİTLERİ, ŞAHIS EKLERİ, HABER KİPLERİ, DİLEK
A MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİ YAVAŞLATANLAR 1) AFYON Haşhaş kozasının çentiklenmek (çizilmek) suretiyle akan süt gibi beyaz renkli usaresinden (özsu) elde edilmektedir. Afyonun Özellikleri; Haşhaş kapsülü çizilerek elde edilir. Renk olarak koyu kahverenginden siyaha doğru değişir. Amonyağa benzer kokusu vardır.
Edebimetinlerde amaç sanat yapmak iken öğretici metinlerde amaç öğretmektir. Edebî metinler gerçeği olduğu gibi anlatmaz, kurmacadır. Öğretici metinlerin amacı ise gerçeği yansıtmaktır. Öğretici metinlerde dil göndergesel işlevdedir. Edebî metinlerde ise heyecana bağlı, şiirsel işlevler ön plandadır. (Bk.
hZadis. Oluşturulma Tarihi Mayıs 21, 2021 0257Bağlaçlar dilimizde önemli bir rol oynar. Cümlelerin doğru kullanımı için bağlaçların anlamı ve nerede ve nasıl kullanılması gerektiğine dikkat edilmelidir. Öyleyse bağlaç nedir ve türleri nelerdir? Bu derlemede bağlaç konu anlatımıyla, bağlaçların işlevselliğini kendi başlarına hiçbir şey ifade etmeyen, ancak cümle içindeki şekil ve anlam bakımından ilişkili cümleleri, aynı görevde kullanılan kelime ve kelime gruplarını birbirine bağlayan ve ilişkili oldukları kelimeler arasında anlam ilişkileri kurabilen kelimelerdir. Bağlaç Nedir? Kimi kaynaklarda Türkçede bağlaç bulunmadığını ancak ilerleyen yıllarda yabancı dillerden gelen bu kelimelerin dile dahil edildiğini yazmaktadır. Fakat, eski metinlere baktığınızda, bağlaç ihtiyacının başka şekillerde karşılandığını ve zamanla bugün kullanılan bağlaçların dilde yavaş yavaş yerini aldığını görebilirsiniz. Bağlaç Örnekleri İle Konu Anlatımı Özelliğe göre bağlaçlar; Basit Yalın Bağlaçlar Normal bağlaçlar, son eki olmayan veya bir sözcükle birleştirilen basit sözcüklerdir. Örneğin; ile, de, ve hem gibi kök sözcükler yalın bağlaçlar arasında yer alır. “Ve” Bağlacı “Ve” en yaygın kullanılan bağlaçtır. Arapça kökenlidir. Aynı görevin kelimelerini birleştirme ve bir cümle yazma görevinde sıra bağlaçlarından ve matematikte başarısız oldumİstanbul ve Ankara bu açıdan öne çıkan eve geldi ve yemeğini yedi. “İle” Bağlacı Yakın ve eşanlamlı kelimeleri birbirine bağlayan bağlayıcıdır. Bir cümlede eşdeğer ve bağlaç olarak ile ölüm arasında ince bir çizgi ile fen derslerini anlayamadım. “De Da” Bağlacı Kullanıldığı yerde önündeki kelimenin anlamını güçlendirir. "De" bağlacı sözcüklerden ayrı yazıldığından, asla "te-ta" biçiminde de İstanbul matematik sınavını da Bakanlığı da bu konuda açıklama yaptı. “Ki” Bağlacı Bir önceki kelimeden bağımsız olarak yazılan "ki" bağlacı, bir cümledeki farklı öğeleri birbirine bağlar, iki cümle arasında bir neden-sonuç anlamı için gece gündüz çalıştığını unutmayın ki emekleri boşa çabalamalısın ki istediklerini hırpalamamalısın ki ayakta kalabilesin. Bileşik Bağlaçlar İlgili bağlaçlar; iki ayrı kelimenin birleşiminden oluşur. Sanki, oysa, yoksa, öyleyse gibi anlamlar ifade eden bağlaçlardır. Bileşik bağlaçları oluşturan sözcükler bazen bağlaç türünde olmayabilir. "Oysa ya da Oysaki" Bağlacı Cümleler arasında bir karşıtlık oluşturan bağlaçlardan bizi evde bulamadı oysa bütün gün severdi oysaki geniş bir ailesi vardı. Kümelenmiş ÖbekleşmişBağlaçlar Ayrı kelimelerin bir arada kullanılmasıyla oluşan bağlaçlardır. Bazen “ki” bağlacı ile bağlantı bloğu gel ister bu akşam gelirsin ya da hiç söylediğin belli ne de istediğin. "Ya" Bağlacı İki cümleyi karşılaştırma ve iki cümledeki cümlelerden birini seçme duygusu bu gece gel ya da hiç fakirsindir ya devamsızlıktan kalacak ya derslerinden. Türemiş Bağlaçlar Türev bağlaçlar, soylu veya fiil soylu sözcüklerden türetilen bağlaçlardır. Kullanılışlarına Göre Bağlaçlar; Eş Değerli Bağlaçlar İki kelime, kelime öbeği veya cümle arasına yazarak birbirinin yerine geçebilir; bunlar, iki öğeyi eşdeğerlik ve karşılaştırmalı ilgi yoluyla birbirine bağlayan veya neden yapsın bunu?Yarın yahut bugün veyahut balıklı mama Bağlaçları Grupları veya daha büyük ilgi alanlarını birbirine bağlayan seviyor hem haklı ama haksız fark sevsin ister sevmesin umurumda Bağlaçları İki kelime arasında kullanılan ve ardışık kelimeleri birbirine bağlayan bağlantılı dahi istemem onu ile yedi yaşları arasındadır.
İçindekilerTahkiyeli Metinlerde Anlatım TeknikleriGeriye Dönüş Tekniğiİç Çözümleme Tekniği Tahkiyeli Metinlerde Anlatım Teknikleri Tahkiyeli metin ne demek? “Tahkiyeli metinlerde anlatım teknikleri“nden bahsetmeden önce Tahkiye Nedir? veya tasarlanmış bir olayın söz veya yazı ile anlatımına hikâye etme tahkiye denir. Çok başvurulan anlatım yollarından biri de tahkiyedir. Arapça olan bu kelime “bir olayı anlatmak, anlatış düzeni” demektir. Kısaca, bir olayın hikâye edilişine tahkiye denir. Geriye Dönüş Tekniği Bu teknik genellikle tarihi romanlarda kullanılır. Yazarlar şimdiki zamanda yaşadıklarından eserlerinde şimdiki zaman ağır basar. Bu etkiyi azaltmak için geriye dönüş tekniği kullanılır. Ayrıca kişiler ve olaylar hakkında bilgi verilirken de kullanılabilir. Yazar karakterlerin, yerlerin ve olayların geçmişiyle ilgili bilgi vermeyi amaçlar. Bu anlatım tekniği romanın gerçekliğine önemli ölçüde etki eder. Olayların altyapısıyla ilgili bilgiler verdiği için gelecekte olabilecek olaylar veya kişilerin şu anki konumlarıyla ilgili fikir sahibi olunur. Örnek Babasını hatırladı. Trene yolcu ederken “Aman oğlum.” demişti, “yüzümü kara çıkarma. Babayın oğlu olduğunu göster şu millete, ille de mıhtara. Benim oğlumsan sırtın yere gelmez. Heye İstanbul gurbeti çetin, İstanbullunun cinden de beter olduğunu söylerdi emmim ya, boş ver. Var git, sağlıcakla, eyi kötü bir işin başın geç, bize mektup sal. Ondan sonrasına karışma. Ben hepsinin yuvasını yaparım!” Orhan Kemal, Gurbet Kuşları İç Çözümleme Tekniği Anlatıcı ve onun hakim bakış açısıyla kurulan, anlatıcının kahramanın zihninden geçenleri okuduğu anlatım tekniğine iç çözümleme denir. Bu teknikte anlatıcı, figürün zihnine rahatça nüfuz ederek onun düşüncelerini “diye düşündü” gibi ifadeyle aktarır ve figürü edilgenleştirerek anlatır. Örnek Yavaş yavaş merdivenleri indi. Orta kata gelince müdürün odası gözüne ilişti. Şakir Bey’i bir kere görmek fena olmaz diye düşündü. Kocası hakkında ondan malûmat alabilirdi, hademe ile içeriye haber gönderdi. Peyami Sata, Canan Bilinç Akışı Tekniği Bu teknikle karakterin iç dünyası hiçbir kaygı olmadan okuyucuya aktarılır. Karakterin duyguları ve düşüncelerindeki değişimler bu teknikle verilir. Karakterin aklından geçen düşünceler bütün karmaşıklığıyla ve herhangi bir sıra olmadan okuyucuya verilir. Bu sayede okuyucu karakterin psikolojisini ve ruh hâlini daha iyi anlayabilir ve bazı olaylarla, bu olayların nedenleri arasındaki bağlantıları açıklayabiliyor. Ayrıca karakterin aklında kurduğu planlar ve yapmak istediği şeyler de bu teknikle verilir. Örnek Getirip karşısına buruş buruş, upuzun bir gölge dikiyorlar ve o soruyor; kocanın ne işle meşgul olduğunu biliyor muydun? Gölge diyor; bilmiyordum. Ne zamandan beri bilmiyordun? Gölge diyor, beni alıp kaçırdığından beri. Kaçırmış mıydı seni? Gölge diyor; he, kasabamdan alıp kaçırmıştı. Peki bunca altını, halıyı, vesaireyi bu adam acaba hangi parayla alıyor diye hiç merak da mi etmiyordun? Gölge diyor; etmiyordum. Peki vukuat nasıl oldu vukuat, onu anlat! Gölge diyor; o eve yeni gelmişti, nereden geldiyse…Sonra? Sonra o geldiğinde çocuk ağlıyordu ve o çocuğu ağlar buldu. Evet? Ağlar bulunca öfkelendi o. Hasan Ali Toptaş, Kayıp Hayaller Kitabı Anlatma Tekniği – Gösterme Tekniği – Özetleme Tekniği Arkadaşım hangi felaketin beni bu hale getirdiğini sormuyordu. Hayat böyleydi. insanlar ayrı ayrı vollara dağılırlardı. Kiminin tuttuğu yol insanı bu Cevdet gibi, muvaffakiyete götürür. Kimininkini de benim vardığım şahikaya çıkarırdı. Bu bir talih, tesadüf meselesiydi. Niçininí, nasılını sormak beyhudeydi. Cevdet Sana bir muavenette bulunabilir miyim Mürşit, dedi. Geçti, dedim. Bu tesadüf bir iki sene evvel olsaydı belki eski arkadaşa bir iyilik edebilirdin. Fakat şimdi.. Ölüler gibiyim.. Hiçbir şeye ihtiyacım yok… Yuvarlanıp gidiyoruz. Yukarıdaki parçanın birinci paragrafında anlatıcı,olay ile okuyucu arasına girerek anlatma yoluna anlatma tekniği ve üçüncü paragrafta ise arada kimse olmadan olay doğrudan okuyucuya aktarılmıştır. Bu tekniğe de gösterme tekniği denir. Görüldüğü gibi bu iki teknik birlikte kullanılmaktadır. Ne kadar olsa kanında İstanbulluluk var çocuğum, dedi. Sonra ablası Ruhsar’a da çok bağrıma taş basıyorum, tahammül ediyorum ama… O ne kadar olsa cahil taze… Anlaşılan kardeşini göreceği geldi, kendi yaşında tazelerin İstanbul’da gezip eğlendiklerini haber alıyor… Sonra burası da onu çok sıktı. Memleketin hali mâlum. Fazla olarak ahalinin dedikodusu… Biliyorsun yavrum, bütün memleket bize düşman… Önüne gelen bizimle uğraşır. Ama belki ben yanılıyorum. Sen daha iyisini bilirsin… Yukarıdaki paragrafta anlatıcı; Meveddet’in annesi, kızının durumunu ve o yöredeki insanların kendilerine bakış açılarını özetleyerek vermiştir. İşte, anlatıcının kişileri ya da hakkında bilgi vermek istediği herhangi bir şeyi özetleyerek anlatmasına özetleme tekniği denir. Roman Nedir? Tahkiyeli metinler pdf indirmek için tahkiyeli-metinlerde-anlatım-teknikleri-pdf-indir Kaynak 9. sınıf tde kitabı
Arapça haberleri ilk sayfaArama Sonuçları KÜLTÜR-SANAT2701 Gün 3 Saat 59 dk. önce yayınlandı 1
SIFIRDAN ARAPÇA DERSLERİ / İSİM CÜMLESİ - MÜPTEDA - HABER Sıfırdan Arapça derslerinin bu dersinde isim cümlesi konusunu işleyeceğiz. Arapça dilinde cümle iki çeşittir Fiil cümlesi ve isim cümlesi. Fiil cümlesini ve ögelerini önceki derslerimizde görmüştük. Bu Arapça dersimizde ise isim cümlesini ve ögelerini öğreneceğiz. Şimdi hazırsanız “İsim cümlesi” konumuza başlayalım Cümle iki çeşittir İsim cümlesi ve fiil cümlesi… Türkçede cümle çeşidini belirlemek için yüklemine bakarız. Yüklem isim ise isim cümlesi; yüklem fiil ise fiil cümlesi olur. Mesela “Ahmet sınıfa girdi.” cümlesinde, yüklem “girdi” kelimesidir ve bu bir fiildir. Bu sebeple, “Ahmet sınıfa girdi” cümlesi bir fiil cümlesidir… “Bugün hava güzel.” cümlesinde ise yüklem olan “güzel” kelimesi isimdir. Bu sebeple, “Bugün hava güzel” cümlesi bir isim cümlesi olmuş olur… Arapça dilinde ise cümlenin isim cümlesi mi yoksa fiil cümlesi mi olduğunu anlamak için cümlenin ilk kelimesine bakılır. Arapça cümlenin ilk kelimesi fiil ise fiil cümlesi olur. Eğer ilk kelimesi isim cinsinden bir kelime olursa isim cümlesi olur. Başka bir deyişle, isimle başlayan cümlelere isim cümlesi, fiil ile başlayan cümlelere de fiil cümlesi denir Mesela دَخَلَ أَحْمَدُ الصَّفَّ “Ahmed sınıfa girdi.” cümlesinde ilk kelime olan “dehale” fiildir. Bu sebeple bu cümle fiil cümlesi olarak kabul edilir… “Ali çalışkandır” manasındaki عَلِىٌّ مُجْتَهِدٌ cümlesinde ise ilk kelime “aliyyun” dur ve bu bir isimdir. Dolayısıyla bu cümle de bir isim cümlesi olur. Demek, cümle fiil ile başlıyorsa fiil cümlesi; isim cinsinden bir kelime ile başlıyorsa isim cümlesi olur. İsim cümlesi ile ilgili diğer örnekler dersimizin akışında gelecektir. Arapça dilinde isim cümlesinin 2 temel ögesi vardır 1- Mübteda, 2- Haber… Mübteda, cümlenin öznesidir. Genellikle isim cümlesinin başında bulunur ve ref durumunda gelir… Haber ise cümlenin yüklemidir ve mübtedadan sonra gelir. Haber, mübteda hakkında bilgi veren ögedir. Mübtedanın nasıl olduğunu, ne yaptığını, kim olduğunu haber verir… Şimdi, haberin özelliklerini maddeler halinde görelim ve daha sonra örnekleriyle izah edelim 1- Haber, “Uzundur, kısadır, çalışkandır, büyüktür” gibi tek bir kelime olarak gelebildiği gibi; “evde, masanın üstünde, odada” gibi, Arapçada harf-i cerin mecruru bulunan bir isim olarak da gelebilir… Yine, “önünde, yanında, arkasında, arasında” gibi zarf olarak da gelebileceği gibi; “okula gitti, yemek yedi” gibi bir cümle olarak da gelebilir. Bu maddenin örnekleri birazdan verilecektir… 2- Haber, mübteda gibi ref durumunda gelir. Ancak harf-i cerli, zarf ve cümle içinde geldiğinde ref alameti açıkça görülmez. Ref alametini açıkça göremediğimiz için, “yer itibariyle merfu” anlamında “mahallen merfu” ifadesini kullanırız. 3- Haber nekra olarak gelir ve bu durumuyla sıfat tamlamasından ayrılır. 4- Mübteda, gayr-i âkıl cem’i olduğunda, yani akıl sahibi olmayan varlıkların cemisi olduğunda haber müfred-müennes olarak gelir. 5- Haberin cümledeki yeri de şöyledir Haber tek bir kelime olduğunda şu kaideler geçerlidir 1- Mübteda önce haber sonra gelir… 2- Mübteda marife, haber nekra olur… 3- Haber mübtedaya cinsiyet, sayı ve irab açısından uyar… 6- Haber, harf-i cerin mecruru olan bir isim veya zarf olduğunda haber mübtedadan önce gelebilir. Bu durumda mübteda nekra olur. Cümle Türkçeye, “Bir yerde bir kimse veya bir şey var.” şeklinde tercüme edilir. 7- Haber bir fiil cümlesi olabilir. Bu durumda mübteda mutlaka başta gelir ve marife olur. Haber konumunda olan fiil ise cinsiyet ve sayı bakımından mübtedaya uyar. 8- Haber isim cümlesi olarak da gelebilir... Şimdi bu maddeleri teker teker izah edelim ve örnek cümleleriyle pekiştirelim Haberin 1. özelliği olarak şu maddeyi zikretmiştik Haber, “Uzundur, kısadır, çalışkandır, büyüktür” gibi tek bir kelime olarak gelebildiği gibi; “evde, masanın üstünde, odada” gibi, Arapçada harf-i cerin mecruru bulunan bir isim olarak da gelebilir… Yine, “önünde, yanında, arkasında, arasında” gibi zarf olarak da gelebileceği gibi; “okula gitti, yemek yedi” gibi bir cümle olarak da gelebilir… Şimdi bu maddenin örneklerini verelim عَلِىٌّ مُجْتَهِدٌ “Ali çalışkandır” cümlesinde; “aliyyûn” mübteda, “müctehidun” ise haberdir. Gördüğünüz gibi, haber tek bir kelime olarak gelmiştir… اَلشَّجَرَةُ فِى الْحَدِيقَةِ “Ağaç bahçededir.” cümlesinde ise; “eşşeceratü” mübteda; “fi-l hadiikati” ise haberdir. Gördüğünüz gibi, burada haber, harfi cerin mecruru bulunan bir isim olarak gelmiştir… اَلسَّيَّارَةُ أَمَامَ الْبَيْتِ “Araba evin önündedir.” cümlesinde ise; “seyyaaratü” mübteda, “emaame” ise haberdir. Kendi içinde ise, “emaame” muzaf, “elbeyt” ise muzafun ileyhtir. Gördüğünüz gibi, burada haber, zarf olarak gelmiştir… اَلْوَلَدُ خَرَجَ مِنَ الْبَيْتِ “Çocuk evden çıktı.” cümlesinde ise; “elveledü” mübteda, “harace” ise haberdir. Kendi içinde ise, “harace” fiil, “minel beyt” ise mef’uldür. Gördüğünüz gibi, burada haber, fiil olarak gelmiştir… Bu 4 misalden anladık ki Haber bazen tek bir kelime olarak, bazen harf-i cerin mecruru bulunan bir isim olarak, bazen zarf olarak ve bazen de cümle olarak gelebilir… Haberin 2. özelliği olarak şöyle demiştik “Haber, mübteda gibi ref durumunda gelir. Ancak harf-i cerli, zarf veya cümle içinde geldiğinde ref alameti açıkça görülmez. Ref alametini açıkça göremediğimiz için, yer itibariyle merfu anlamında “mahallen merfu” ifadesini kullanırız…” Mesela اَلْبَيْتُ كَبِيرٌ “Ev büyüktür.” cümlesine bakalım Bu cümlede “elbeytü” mübteda, “kebiirun” ise haberdir. Gördüğünüz gibi hem mübteda ref durumunda hem de haber ref durumundadır. Burada ref durumu açıkça görülürken; haber zarf olarak geldiğinde; mesela, اَلسَّيَّارَةُ أَمَامَ الْبَيْتِ “Araba evin önündedir.” denildiğinde, ref alameti açıkça gözükmemektedir. İşte bu durumda, yer itibariyle merfu anlamında “mahallen merfu” ifadesini kullanırız… Haberin 3. özelliği olarak “Haber nekra olarak gelir ve bu durumuyla sıfat tamlamasından ayrılır.” demiştik… Sıfat tamlaması konusunda verdiğimiz bir örneği burada hatırlayarak bu maddeyi açalım اَلْقَلَمُ الْجَدِيدُ “Yeni kalem” manasına gelir ve bu bir sıfat tamlamasıdır. Burada “el-kalem” kelimesi “mevsuf”tur. “el-cediid” kelimesi ise “sıfat”tır. Gördüğünüz gibi, sıfat tamlaması marifeli olarak gelmiştir. Hâlbuki isim cümlesindeki haber, nekra olarak gelir; marife olarak gelmez. Mesela, اَلْبَيْتُ كَبِيرٌ “Ev büyüktür” cümlesinde, haber olan” kebiirun” kelimesi nekradır. Bu cümle, marifeli olarak, اَلْبَيْتُ الْكَبِيرُ şeklinde söylenmez. Demek, isim cümlesinde haber nekra olarak gelmekte ve bu özelliği ile sıfat tamlamasından ayrılmaktadır… Buna göre, “Kalem kısadır” manasında, اَلْقَلَمُ قَصِيرٌ deriz. Haberi marifeli olarak; اَلْقَلَمُ الْقَصِيرُ demeyiz. O halde kaideyi bir daha tekrar edelim İsim cümlesinde haber nekra olarak gelmekte ve bu özelliği ile sıfat tamlamasından ayrılmaktadır… Haberin 4. özelliği olarak da şöyle demiştik “Mübteda, gayr-i âkıl cem’i olduğunda, yani akıl sahibi olmayan varlıkların cemisi olduğunda haber müfred-müennes olarak gelir.” Bu maddeye şu misali verebiliriz اَلْبَيْتُ كَبِيرٌ “Ev büyüktür.” cümlesinde “elbeyt” kelimesi “gayr-i akıl” yani akılsız varlıklardandır. Kelime müfred olduğu için haber müfred-müzekker olarak gelmiştir. Eğer “elbeyt” kelimesini cemi olarak zikredersek, o zaman haber müfred-müzekker olarak değil; müfred-müennes olarak gelmelidir. Yani bu durumda, “evler büyüktür” demek için, اَلْبُيُوتُ كَبِيرَةٌ demeliyiz. Demek, mübteda gayr-i âkıl cemi olduğunda, haber müfred-müennes olarak gelmektedir. Bu ve bunun gibi birçok gramer dersini kolaylıkla öğrenmek için TIKLAYINIZ!!! Başka bir misalle bu kaideyi pekiştirelim اَلنَّهْرُ جَمِيلٌ “Nehir güzeldir.” cümlesinde, “en-nehr” mübteda; “cemiil” ise haberdir. Mübteda müfred olduğu için haber de müfred-müzekker olarak gelmiştir. Eğer “en-nehr” mübtedasını cemi olarak söylesek, bu durumda haber müfred-müennes olarak gelecektir. Zira “en-nehr” gayr-i âkıl cemidir. Mübteda, gayr-i âkıl cemi olarak geldiğinde haber müfred-müennes olarak gelir. Bu durumda اَلْأَنْهَارُ جَمِيلَةٌ "Nehirler güzeldir." deriz… Bir örnek daha verelim اَلسَّيْفُ طَوِيلٌ “Kılıç uzundur.” cümlesinde, “seyf” mübteda; “taviil” ise haberdir. Mübteda müfred olduğu için haber de müfred-müzekker olarak gelmiştir. Eğer “sayf” mübtedasını cemi olarak söylesek, bu durumda haber müfred-müennes olarak gelecektir. Zira “sayf” gayr-i âkıl cemidir. Mübteda, gayr-i âkıl cemi olarak geldiğinde haber müfred-müennes olarak gelir. Bu durumda اَلسُّيُوفُ طَوِيلَةٌ "Kılıçlar uzundur." deriz… O halde kaidemizi bir daha tekrar edelim “Mübteda, gayr-i âkıl cem’i olduğunda, yani akıl sahibi olmayan varlıkların cemisi olduğunda haber müfred-müennes olarak gelir.” Haberin 5. özelliği olarak da şöyle demiştik Haberin cümledeki yeri de şöyledir Haber tek bir kelime olduğunda şu kaideler geçerlidir 1- Mübteda önce haber sonra gelir… 2- Mübteda marife, haber nekra olur… 3- Haber mübtedaya cinsiyet, sayı ve irab açısından uyar… Şimdi bu maddelerle ilgili örnek cümlelere geçiyoruz اَلطَّالِبُ مُجْتَهِدٌ “Öğrenci çalışkandır.” cümlesine bakalım Bu cümlede “ettaalibu” mübteda; “müctehidun” ise haberdir. Gördüğünüz gibi, mübteda haberden önce gelmiştir. Mübteda marife, haber ise nekradır. Ve Haber mübtedaya cinsiyet bakımından uymuştur; ikisi de müzekkerdir. Sayı cinsinden uymuştur; ikisi de müfreddir. Ve irab cihetinden uymuştur; ikisi de merfudur… Şimdi cümlemizi müsenna olarak, اَلطَّالِبَانِ مُجْتَهِدَانِ “İki öğrenci çalışkandır.” şeklinde ifade edelim yine mübteda haberden önce gelmiştir. Mübteda marife haber nekradır. Haber mübtedaya cinsiyet bakımından uymuştur; ikisi de müzekkerdir. Sayı cinsinden uymuştur; ikisi de müsennadır. Ve irab cihetinden uymuştur; ikisi de merfudur… Daha önce öğrendiğimiz gibi müsennanın ref alameti eliftir… Şimdi de cümlemizi cemi olarak, اَلطُّلاَّبُ مُجْتَهِدُونَ “Öğrenciler çalışkandır.” şeklinde ifade edelim yine mübteda haberden önce gelmiştir. Mübteda marife, haber ise nekradır. Haber mübtedaya cinsiyet bakımından uymuştur; ikisi de müzekkerdir. Sayı cinsinden uymuştur; ikisi de cemidir. Ve irab cihetinden uymuştur; ikisi de merfudur… Daha önce öğrendiğimiz gibi ceminin ref alameti vavdır… Şimdi başka bir cümleye bakalım اَلْمُعَلِّمَةُ نَاجِحَةٌ “Bayan öğretmen başarılıdır.” cümlesinde, Mübteda haberden önce gelmiştir. Mübteda marife haber ise nekradır. Haber mübtedaya cinsiyet bakımından uymuştur; ikisi de müennestir. Sayı cinsinden uymuştur; ikisi de müfreddir. Ve irab cihetinden uymuştur; ikisi de merfudur… Şimdi cümlemizi tesniye olarak ifade edelim اَلْمُعَلِّمَتَانِ نَاجِحَتَانِ “İki bayan öğretmen başarılıdır.” cümlesinde, mübteda yine haberden önce gelmiştir. Mübteda marife haber ise nekradır. Haber mübtedaya cinsiyet bakımından uymuştur; ikisi de müennestir. Sayı bakımından uymuştur; ikisi de müsennadır. Ve irab cihetinden uymuştur; ikisi de merfudur… Müsennada ref alameti elif idi bir daha hatırlatalım… Şimdi de cümlemizi cem’i olarak ifade edelim اَلْمُعَلِّمَاتُ نَاجِحَاتٌ “Bayan öğretmenler başarılıdır.” cümlesinde, mübteda yine haberden önce gelmiştir. Mübteda marife haber ise nekradır. Haber mübtedaya cinsiyet bakımından uymuştur; ikisi de müennestir. Sayı cinsinden uymuştur; ikisi de cem’idir. Ve irab cihetinden uymuştur; ikisi de merfudur… Haberin 6. özelliği olarak da şöyle demiştik “Haber, harf-i cerin mecruru olan bir isim veya zarf olduğunda haber mübtedadan önce gelebilir. Bu durumda mübteda nekra olur. Cümle Türkçeye “Bir yerde bir kimse veya bir şey var.” şeklinde tercüme edilir.” Şimdi bu kaidenin misallerine bakalım Mesela, اَلشَّجَرَةُ فِى الْحَدِيقَةِ “Ağaç bahçededir.” manasına gelir. Bu cümlede “eşşeceratü” mübteda; fi-l hadiikati” ise haberdir. Bu cümle yerine; فِى الْحَدِيقَةِ شَجَرَةٌ dersek, mana “Bahçede bir ağaç vardır.” olur. Bu cümlede; “fi-l hadiikati” haber; “şeceratün” ise mübtedadır. Gördüğünüz gibi, haber harf-i cerin mecruru olan bir isim olduğunda, haber mübtedadan önce gelebilmektedir. Bu durumda mübteda da nekre olmuştur… Şimdi de başka bir cümleye bakalım اَلسَّيَّارَةُ أَمَامَ الْبَيْتِ “Araba evin önündedir.” manasına gelir. Bu cümlede “esseyyaaratü” mübteda; “emaame” ise haberdir. Kendi içinde; “emaame” muzaf; “elbeyt” ise muzafun ileyhtir… Bu cümle yerine; أَمَامَ الْبَيْتِ سَيَّارَةٌ dersek, mana “Evin önünde bir araba var.” olur. Bu cümlede; emaame” haber; “seyyaaratün” ise mübtedadır. Gördüğünüz gibi, haber zarf olduğunda, haber mübtedadan önce gelebilmektedir. Bu durumda mübteda yine nekra olmuştur… Haberin 7. özelliği olarak da şöyle demiştik “Haber bir fiil cümlesi olabilir. Bu durumda mübteda mutlaka başta gelir ve marife olur. Haber konumunda olan fiil ise cinsiyet ve sayı bakımından mübtedaya uyar.” Şimdi bu kaidenin misallerine bakalım Mesela, “Çocuk evden çıktı.” cümlesi Türkçeye göre fiil cümlesidir. Arapçaya göre ise hem fiil cümlesi hem de isim cümlesi olarak ifade edilebilir. Buna göre خَرَجَ الْوَلَدُ مِنَ الْبَيْتِ dediğimizde, “Çocuk evden çıktı.” manasına gelir ve fiil cümlesidir. Bu cümlede “harace” fiil; “elveledu” fail; ve “mine-l beyti” ise mef’uldür… Bu cümleyi isim cümlesi olarak ifade edecek olursak; الْوَلَدُ خَرَجَ مِنَ الْبَيْتِ deriz. Bu durumda, “elveledü” mübteda; “harace” ise haber olur. Haber cümlesini incelersek; “harace” fiil; “o” manasındaki gizli “hüve” fail; “mine-l beyt” ise mef’uldür. bu cümlede “elvedü”ye fail diyemeyiz. Çünkü fail, fiilden sonra gelir. Bu sebeple, gizli “hüve” ye fail deriz… İşte bu durumda haber, bir fiil cümlesi olmuş olur… Gördüğünüz gibi; haber, fiil cümlesi olduğunda mübteda başta gelmiştir. Aynı zamanda mübteda marifedir. Haber konumunda olan fiil ile de hem cinsiyet hem de sayı bakımından uymuştur. İkisi de müzekkerdir ve ikisi de müfreddir… Şimdi bu cümleleri tesniye olarak inceleyelim خَرَجَ الْوَلَدَانِ مِنَ الْبَيْتِ “İki çocuk evden çıktı.” manasına gelir ve fiil cümlesidir. Bu cümlede “harace” fiil; “elveledaani” fail; ve “mine-l beyti” ise mef’uldür. Gördüğünüz gibi, fiil cümlesinde, fail ister müfred, ister müsenna, isterse cemi olsun, fiil müfred gelir… Bu cümleyi isim cümlesi olarak ifade edecek olursak; الْوَلَدَانِ خَرَجَا مِنَ الْبَيْتِ deriz. Bu durumda, “elveledaani” mübteda; “haracaa” ise haber olur. Kendi içinde ise; “harace” fiildir; tesniye alameti olan “elif” faildir. Ve“minel beyt” ise mefuldür… Gördüğünüz gibi; haber, fiil cümlesi olduğunda mübteda başta gelmiştir. Aynı zamanda mübteda marifedir. Haber konumunda olan fiil ile de hem cinsiyet hem de sayı bakımından uymuştur. İkisi de müzekkerdir ve ikisi de müsennadır… Şimdi de bu cümleleri cemi olarak inceleyelim خَرَجَ اْلأَوْلاَدُ مِنَ الْبَيْتِ “Çocuklar evden çıktı.” manasına gelir ve fiil cümlesidir. Bu cümlede “harace” fiil; “el-evlaadu” fail; ve “mine-l beyti” ise mef’uldür. Gördüğünüz gibi, fiil cümlesinde, fail cemi iken, fiil müfred gelmiştir. Bu meseleyi zaten fiil cümlesinde öğrenmiştik… Bu cümleyi isim cümlesi olarak ifade edecek olursak; اَلْأَوْلاَدُ خَرَجُو مِنَ الْبَيْتِ deriz. Bu durumda, “el-evlaadu” mübteda; “haracuu” ise haber olur. Gördüğünüz gibi; haber, fiil cümlesi olduğunda mübteda başta gelmiştir. Aynı zamanda mübteda marifedir. Haber konumunda olan fiil ile de hem cinsiyet hem de sayı bakımından uymuştur. İkisi de müzekkerdir ve ikisi de cemidir… Şimdi de başka örneklere bakalım خَرَجَتِ الْبِنْتُ مِنَ الْبَيْتِ “Kız evden çıktı.” demektir. Bu bir fiil cümlesidir… Bu cümleyi isim cümlesi olarak ifade etmek istersek; اَلْبِنْتُ خَرَجَتْ مِنَ الْبَيْتِ deriz. Bu durumda “elbintü” mübteda; “haracet” ise haberdir. Gördüğünüz gibi; haber, fiil cümlesi olduğunda mübteda başta gelmiştir. Aynı zamanda mübteda yine marifedir. Haber konumunda olan fiil ile de hem cinsiyet hem de sayı bakımından uymuştur. İkisi de müennestir ve ikisi de müfreddir… Bu ve bunun gibi birçok gramer dersini kolaylıkla öğrenmek için TIKLAYINIZ!!! Şimdi bu cümleleri tesniye olarak ifade edelim خَرَجَتِ الْبِنْتَانِ مِنَ الْبَيْتِ “İki kız evden çıktı.” demektir. Bu bir fiil cümlesidir… Bu cümleyi isim cümlesi olarak ifade etmek istersek; اَلْبِنْتَانِ خَرَجَتَا مِنَ الْبَيْتِ deriz. Bu durumda “elbintaani” mübteda; “haracetaa” ise haberdir. Gördüğünüz gibi; haber, fiil cümlesi olduğunda mübteda başta gelmiştir. Aynı zamanda mübteda yine marifedir. Haber konumunda olan fiil ile de hem cinsiyet hem de sayı bakımından uymuştur. İkisi de müennestir ve ikisi de tesniyedir… Şimdi bu cümleleri cemi olarak ifade edelim خَرَجَتِ الْبَنَاتُ مِنَ الْبَيْتِ “Kızlar evden çıktı.” demektir. Bu bir fiil cümlesidir… Bu cümleyi isim cümlesi olarak ifade etmek istersek; اَلْبَنَاتُ خَرَجْنَ مِنَ الْبَيْتِ deriz. Bu durumda “elbenaatü” mübteda; “haracne” ise haberdir. Gördüğünüz gibi; haber, fiil cümlesi olduğunda mübteda yine başta gelmiştir. Aynı zamanda mübteda yine marifedir. Haber konumunda olan fiil ile de hem cinsiyet hem de sayı bakımından uymuştur. İkisi de müennestir ve ikisi de cemidir… Yine mesela خَرَجْتُ مِنَ الْبَيْتِ “Evden çıktım.” demektir. Bu bir fiil cümlesidir… Bu cümleyi isim cümlesi olarak ifade etmek istersek; اَنَا خَرَجْتُ مِنَ الْبَيْتِ deriz. Bu durumda “ene” mübteda; “haractü” ise haberdir. Gördüğünüz gibi; haber, fiil cümlesi olduğunda mübteda yine başta gelmiştir. Aynı zamanda mübteda yine marifedir. Zamirlerin marife olduğunu daha önce öğrenmiştik. Haber konumunda olan fiil ile de hem cinsiyet hem de sayı bakımından uymuştur. Haberin 8. özelliği olarak da şöyle demiştik “Haber isim cümlesi olarak da gelebilir.” Şimdi bu kaidenin örneklerini verelim Mesela, حَدِيقَةُ عَلِىٍّ وَاسِعَةٌ “Ali’nin bahçesi geniştir.” demektir. Bu cümlede haber olan “vaasiatün” tek bir kelimedir… Eğer haberi isim cümlesi olarak söyleyecek olursak, عَلِىٌّ حَدِيقَتُهُ وَاسِعَةٌ deriz. Bu durumda, “aliyyün” mübteda; “hadiikatühü vaasiatün” haberdir. Gördüğünüz gibi, haber isim cümlesi olarak gelmiştir. Bu durumda; “hü” zamiri mübteda, “vaasiatün” ise haber olur. Başka bir örnek daha verelim وَالِدُ زَيْنَبَ مُهَنْدِسٌ “Zeyneb’in babası mühendistir.” demektir. Bu cümlede, “vaalidu zeynebe” mübteda; “mühendisun” ise haberdir. Burada haber olan “mühendisun” tek bir kelimedir… Eğer haberi isim cümlesi olarak söyleyecek olursak, زَيْنَبُ وَالِدُهَا مُهَنْدِسٌ deriz. Bu durumda, “zeynebu” mübteda; “vaaliduhaa mühendisun” haberdir. Gördüğünüz gibi, haber isim cümlesi olarak gelmiştir. Bu durumda; “hü” zamiri mübteda, “mühendisun” ise haber olur… Görüldüğü gibi, bu durumda haber cümlesinin mübtedasında, asıl mübtedanın yerini tutan bir muttasıl zamir bulunur. Sıfırdan Arapça derslerinden isim cümlesinin, ögelerini ve özelliklerini bu şekilde öğrendikten sonra, şimdi Kuran’da geçen bazı isim cümlelerini görelim. Öğrendiğimiz kaideleri Kuran'da inceledikçe Kuran'a olan aşinalığımız artacak ve Kuran'ı anlama yolunda adım adım ilerleyeceğiz. Şimdi gelin Kuran'a kulak verelim أَنْتَ مَوْلاَنَا Sen bizim Mevlamızsın. Bakara 286 نَحْنُ عُصْبَةٌ Biz kalabalık bir cemaatiz. Yusuf 8 وَهُوَ مِنَ الصَّادِقِينَ Ve o doğru söyleyenlerdendir. Yusuf 27 لَهُ اْلأَسْمَاءُ الْحُسْنَى En güzel isimler O’na mahsustur. Taha 8 نَحْنُ نَرْزُقُكَ Biz sizi rızıklandırıyoruz. Taha 132 اَلرَّحْمَنُ عَلَّمَ الْقُرْآنَ Rahman olan Allah Kur’an’ı öğretti. Rahman 1-2 وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ Eşleri onların analarıdır. Ahzab 6 نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُمْ مَعِيشَتَهُمْ Onların geçimlerini aralarında biz paylaştırdık. Zuhruf 32 يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Fetih 10 مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ Muhammed Allah’ın resulüdür. Fetih 29 نَحْنُ اَنْصَارُ اللَّهِ Biz Allah’ın yardımcılarıyız. Saf 14 Şimdi de geldik konu testimize. Bakalım isim cümlesi konusunu ne kadar iyi anladınız. Hazırsanız başlayalım 1- “…. olmak üzere iki çeşit cümle vardır.” ifadesinde boşluğa ne gelmelidir? A- İsim cümlesi, sıfat cümlesi B- İsim cümlesi, fiil cümlesi C- Fiil cümlesi, zarf cümlesi Doğru cevap B, İsim cümlesi, fiil cümlesi 2- Hangisi isim cümlenin ögelerinden değildir? A- Mübteda B- Fail C- Haber Doğru cevap B, fail isim cümlenin ögelerinden değildir? 3- Bunlardan hangisi doğrudur? A- Haber mübtedadan önce gelebilir. B- Haber mübtedadan önce gelmez. C- İsim cümlesinden mübteda yüklem demektir… Doğru cevap A, Haber mübtedadan önce gelebilir. 4- Şu cümlenin haberi hangisi olmalıdır? اَلدَّرْسُ ... A- اَلسَّهْلُ B- سَهْلٌ C- سَهْلَةٌ Doğru cevap B 5- “Bahçede iki ağaç vardır.” cümlesinin Arapçası şunlardan hangisidir? A- اَلشَّجَرَتَانِ فِى الْحَدِيقَةِ B- فِى الْحَدِيقَةِ شَجَرَةٌ C- فِى الْحَدِيقَةِ شَجَرَتَانِ Doğru cevap C 6- Mübtedanın irabı nasıldır? A- Merfudur B- Mecrurdur C- Mansubdur Doğru cevap A, Mübtedanın irabı merfudur. 7- Şu ifadelerden hangisi yanlıştır? A- Haber zarf olarak gelebilir. B- Haber harf-i cerli, zarf veya cümle şeklinde geldiğinde ref alameti açıkça görülmez. Bu durumda “mahallen merfu” ifadesini kullanırız. C- Mübteda nekra, haber ise marife olur Yanlış olan C dir. Zira tam tersi, mübteda marife, haber nekra olur. 8- Şu ifadelerden hangisi yanlıştır? A- Mübteda gayr-i âkıl cemi olduğunda haber müfred-müennes gelir. B- Haber mübtedaya cinsiyet, sayı ve irab bakımından uyar. C- Haber, sıfat tamlamasında olduğu gibi marife olur. Yanlış ifade C dir. Zira haber marife değil, nekra olur ve nekra olmakla sıfat tamlamasından ayrılır. 9- Haber bir fiil cümlesi olduğunda şu ifadelerden hangisi yanlıştır? A- Mübteda mutlaka başta gelir ve nekra olur. B- Mübteda mutlaka başta gelir ve marife olur. C- Haber konumunda olan fiil cinsiyet ve sayı bakımından mübtedaya uyar. Yanlış ifade A dır. Zira haber, bir fiil cümlesi olduğunda mübteda başta gelir ve nekra değil, marife olur. Sıfırdan Arapça derslerinden İsim cümlesi konusunu burada tamamladık. Bu konuyu anladığınızdan yüzde yüz emin olduğunuzda bir sonraki konuya, Sıfırdan Arapça derslerinden zamirler konusuna geçebilirsiniz. Bir sonraki derste buluşuncaya kadar Allaha emanet olun. Bu ve bunun gibi birçok gramer dersini kolaylıkla öğrenmek için TIKLAYINIZ!!! Giriş Yap × Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
arapça haber çeşitleri konu anlatımı